1. [37:101] | febeşşernâhü bigulâmin ḥalîm. | فبشرناه بغلام حليم فَبَشَّرْنَاهُ بِغُلَامٍ حَلِيمٍ |
---|
Elmalılı | Biz de kendisine yumuşak huylu bir oğul müjdeledik. |
Y. Ali | So We gave him the good news of a boy ready to suffer and forbear.
|
Words | | فبشرناه - So We gave him the glad tidings| بغلام - of a boy| حليم - forbearing.| |
Pickthal | So We gave him tidings of a gentle son. |
Arberry | Then We gave him the good tidings of a prudent boy; |
Shakir | So We gave him the good news of a boy, possessing forbearance. |
Free Minds | So We gave him good news of a compassionate child. |
Qaribullah | And We gave him the glad tidings of a very gentle son (Ishmael). |
Asad | whereupon We gave him the glad tiding of a boy-child gentle [like himself]? [I.e., Abraham's first-born son, Ishmael (Ismail).] |
Diyanet Vakfı | İşte o zaman biz onu uslu bir oğul ile müjdeledik. |
Diyanet | Biz de ona yumuşak huylu bir oğlan müjdeledik. |
Edip Yüksel | Biz de ona yumuşak huylu bir erkek çocuk bağışladık. |
Suat Yıldırım | Biz de ona aklı başında bir oğul müjdeledik. |
Yaşar Nuri Öztürk | Bunun üzerine biz, İbrahim'e yumuşak huylu bir oğlan müjdeledik. |
Abdulbaki Gölpınarlı | Derken biz de ona tedbirle hareket eden ve aceleci olmayan bir oğul vereceğimizi müjdelemiştik. |
Ali Bulaç | Biz de onu halim bir çocukla müjdeledik. |
Süleyman Ateş | Ona halim bir erkek çocuk müjdeledik. |
Önceki [37:100]< >[37:102] Sonraki |