1. [36:10] | vesevâün `aleyhim eenẕertehüm em lem tünẕirhüm lâ yü'minûn. | وسواء عليهم أأنذرتهم أم لم تنذرهم لا يؤمنون وَسَوَاءٌ عَلَيْهِمْ أَأَنذَرْتَهُمْ أَمْ لَمْ تُنذِرْهُمْ لاَ يُؤْمِنُونَ |
---|
Elmalılı | Onları korkutsan da korkutmasan da onlara göre birdir, inanmazlar. |
Y. Ali | The same is it to them whether thou admonish them or thou do not admonish them: they will not believe.
|
Words | | وسواء - And it (is) same| عليهم - to them| أأنذرتهم - whether you warn them| أم - or| لم - (do) not| تنذرهم - warn them,| لا - not| يؤمنون - they will believe.| |
Pickthal | Whether thou warn them or thou warn them not, it is alike for them, for they believe not. |
Arberry | Alike it is to them whether thou hast warned them or thou hast not warned them, they do not believe. |
Shakir | And it is alike to them whether you warn them or warn them not: they do not believe. |
Free Minds | And whether you warn them or do not warn them, they will not believe. |
Qaribullah | It is the same whether you have warned them or you have not warned them, they do not believe. |
Asad | thus, it is all one to them whether thou warnest them or dost not warn them: they will not believe. |
Diyanet Vakfı | Onları uyarsan da uyarmasan da onlar için birdir, inanmazlar. |
Diyanet | Onları uyarsan da uyarmasan da birdir, inanmazlar. |
Edip Yüksel | Onları uyarsan da uyarmasan da onlar için birdir; inanmazlar. |
Suat Yıldırım | Kendilerine müsavidir: ha uyardın onları, ha uyarmadın, artık iman etmezler onlar... |
Yaşar Nuri Öztürk | Sen ha uyarmışsın onları ha uyarmamışsın, fark etmez onlar için; inanmazlar. |
Abdulbaki Gölpınarlı | Ve birdir onlara korkutsan da, korkutmasan da; onlar, inanmazlar. |
Ali Bulaç | Kendilerini uyarsan da, uyarmasan da onlar için birdir; inanmazlar. |
Süleyman Ateş | Onları uyarsan da uyarmasan da onlar için birdir, inanmazlar. |
Önceki [36:9]< >[36:11] Sonraki |