1.
[34:9] | efelem yerav ilâ mâ beyne eydîhim vemâ ḫalfehüm mine-ssemâi vel'arḍ. in neşe' naḫsif bihimü-l'arḍa ev nüsḳiṭ `aleyhim kisefem mine-ssemâ'. inne fî ẕâlike leâyetel likülli `abdim münîb. |  أفلم يروا إلى ما بين أيديهم وما خلفهم من السماء والأرض إن نشأ نخسف بهم الأرض أو نسقط عليهم كسفا من السماء إن في ذلك لآية لكل عبد منيب
أَفَلَمْ يَرَوْا إِلَى مَا بَيْنَ أَيْدِيهِمْ وَمَا خَلْفَهُم مِّنَ السَّمَاءِ وَالْأَرْضِ إِن نَّشَأْ نَخْسِفْ بِهِمُ الْأَرْضَ أَوْ نُسْقِطْ عَلَيْهِمْ كِسَفًا مِّنَ السَّمَاءِ إِنَّ فِي ذَلِكَ لَآيَةً لِّكُلِّ عَبْدٍ مُّنِيبٍ |
|---|
| Elmalılı | Ya gökten ve yerden önlerindekine ve arkalarındakine bir bakmazlar mı? Dilesek kendilerini yere geçiriveririz. Yahut gökten üzerlerine parçalar düşürüveririz. Şüphesiz bunda Allah'a yönelen (hakka gönül veren) her kul için bir ibret vardır. | | Y. Ali | See they not what is before them and behind them, of the sky and the earth? If We wished, We could cause the earth to swallow them up, or cause a piece of the sky to fall upon them. Verily in this is a Sign for every devotee that turns to Allah (in repentance).
| | Words | | أفلم - Then, do not| يروا - they see| إلى - towards| ما - what| بين - (is) before them| أيديهم - (is) before them| وما - and what| خلفهم - (is) behind them| من - of| السماء - the heaven| والأرض - and the earth?| إن - If| نشأ - We will| نخسف - We (could) cause to swallow them| بهم - We (could) cause to swallow them| الأرض - the earth| أو - or| نسقط - cause to fall| عليهم - upon them| كسفا - fragments| من - from| السماء - the sky.| إن - Indeed,| في - in| ذلك - that| لآية - surely, is a Sign| لكل - for every| عبد - slave| منيب - who turns (to Allah).| | | Pickthal | Have they not observed what is before them and what is behind them of the sky and the earth? If We will, We can make the earth swallow them, or cause obliteration from the sky to fall on them. Lo! herein surely is a portent for every slave who turneth (to Allah) repentant. | | Arberry | Have they not regarded what lies before them and what lies behind them of heaven and earth? Did We will, We would make the earth to swallow them, or We would drop down on them lumps from heaven. Surely in that is a sign to every penitent servant. | | Shakir | Do they not then consider what is before them and what is behind them of the heaven and the earth? If We please We will make them disappear in the land or bring down upon them a portion from the heaven; most surely there is a sign in this for every servant turning (to Allah). | | Free Minds | Have they not seen to all that is before them and behind them, in the heaven and the Earth? If We wished, We could cause the Earth to swallow them, or cause pieces of the sky to fall on them. In this is a sign for every obedient servant. | | Qaribullah | Have they not seen what is before them and behind them in heaven and earth? If We willed, We would make the earth swallow them up, or We would let lumps from heaven fall down on them. Surely, there is a sign in this for every penitent worshiper. | | Asad | Are they, then, not aware of how little of the sky and the earth lies open before them, and how much is hidden from them? [Lit., "... not aware of what of the sky and the earth is between their hands, and what is behind them": an idiomatic phrase explained in surah 2:255. In the present context - as well as in 2:255 - the above phrase stresses the insignificance of the knowledge attained to by man, or accessible to him; hence, so the argument goes, how can anyone be so presumptuous as to deny the reality of resurrection and life after death, seeing that it is a phenomenon beyond man's experience, while, on the other hand, everything within the universe points to God's unlimited creative power?] - [or that,] if We so willed, We could cause the earth to swallow them, [I.e., in an earthquake.] or cause fragments of the sky to fall down upon them? [This allusion to unpredictable geological and cosmic occurrences - earthquakes, the fall of meteors and meteorites, cosmic rays, and so forth - reinforces the statement about "how little of the sky and the earth lies open before them, and how much is hidden from them", and contrasts man's insignificance with God's omniscience and almightiness.] | | Diyanet Vakfı | Onlar, gökte ve yerde önlerine ve arkalarına bakmıyorlar mı? Dilesek onları yere batırırız, ya da üzerlerine gökten parçalar düşürürüz. Şüphesiz bunda (Rabbine) yönelen her kul için bir ibret vardır. | | Diyanet | Önlerinde ve ardlarında olan göğü ve yeri görmezler mi? Dilesek onları yere geçirir veya göğün bir parçasını başlarına indiririz. Bunlarda, Allah'a yönelen her kul için dersler vardır. | | Edip Yüksel | Göklerde ve yerde, önlerinde ve arkalarında bulunanlara bakmadılar mı? Dilersek onları yere batırır veya gökten bir kütle düşürürüz. Her yönelen kul için elbette bunda bir işaret vardır. | | Suat Yıldırım | Onlar gökte ve yerde önlerinde ne var, arkalarında ne var bakmadılar mı? Eğer dilersek onları yerin dibine geçiririz, yahut üzerlerine gökten parçalar düşürürüz. Elbette bunda Rabbine yönelen her kul için ibret vardır. [51,47-48; 36,81; 40,57] | | Yaşar Nuri Öztürk | Onlar, önlerinde ve arkalarında, gökten ve yerden neler var, görmediler mi? Dilesek onları yere batırırız, ya da üzerlerine gökten parçalar düşürürüz. Hiç kuşkusuz, bütün bunlarda Allah'a yönelen her kul için mutlak bir ibret vardır. | | Abdulbaki Gölpınarlı | Önlerinde ve artlarında, onları kuşatan göğe ve yere bakmıyorlar mı hiç? Dilersek yere geçiririz onları, göğün bir parçasını başlarına yıkarız; şüphe yok ki bunda, mabuduna dönüp teslim olan her bir kula elbette bir delil var. | | Ali Bulaç | Onlar, gökten ve yerden önlerinde ve arkalarında olanı görmüyorlar mı? Eğer Biz dilersek, onları yerin-dibine geçirir ya da gökten üzerlerine parçalar düşürürüz. Hiç şüphesiz, bunda 'gönülden (Allah'a) yönelen' her kul için bir ayet vardır. | | Süleyman Ateş | Onlar gökten ve yerden önlerinde ve arkalarında bulunanı, (kendilerini her yandan kuşatan göğü ve yeri) görmüyorlar mı? Dilesek onları yere batırırız, ya da üzerlerine gökten parçalar düşürürüz. Şüphesiz bunda (Rabbine) yönelen her kul için bir ibret vardır. | | Önceki [34:8]< >[34:10] Sonraki |
|
