1. [34:32] | ḳâle-lleẕîne-stekberû lilleẕîne-stuḍ`ifû enaḥnü ṣadednâküm `ani-lhüdâ ba`de iẕ câeküm bel küntüm mücrimîn. | قال الذين استكبروا للذين استضعفوا أنحن صددناكم عن الهدى بعد إذ جاءكم بل كنتم مجرمين قَالَ الَّذِينَ اسْتَكْبَرُوا لِلَّذِينَ اسْتُضْعِفُوا أَنَحْنُ صَدَدْنَاكُمْ عَنِ الْهُدَى بَعْدَ إِذْ جَاءَكُم بَلْ كُنتُم مُّجْرِمِينَ |
---|
Elmalılı | Diğer taraftan büyüklük taslayanlar, zayıf düşürülenlere: "Size hidayet geldikten sonra, sizi ondan biz mi çevirdik? Hayır, siz kendiniz suçluydunuz." derler. | Y. Ali | The arrogant ones will say to those who had been despised: "Was it we who kept you back from Guidance after it reached you? Nay, rather, it was ye who transgressed.
| Words | | قال - Will say| الذين - those who| استكبروا - were arrogant| للذين - to those| استضعفوا - who were oppressed,| أنحن - "Did we| صددناكم - avert you| عن - from| الهدى - the guidance| بعد - after| إذ - when| جاءكم - it had come to you?| بل - Nay,| كنتم - you were| مجرمين - criminals."| | Pickthal | Those who were proud say unto those who were despised: Did we drive you away from the guidance after it had come unto you? Nay, but ye were guilty. | Arberry | Those that waxed proud will say to those that were abased, 'What, did we bar you from the guidance after it came to you? Nay, rather you were sinners.' | Shakir | Those who were proud shall say to those who were deemed weak: Did we turn you away from the guidance after it had come to you? Nay, you (yourselves) were guilty | Free Minds | Those who were mighty will say to those who were weak: "Did we turn you away from the guidance after it had come to you? No, it was you who were criminal." | Qaribullah | Then, those who were proud will say to those who were abased, 'Was it we who barred you from the Guidance after it had come to you? No, you yourselves were sinners. ' | Asad | [And] those who were wont to glory in their arrogance will say unto those who had been weak: "Why - did we keep you [forcibly] from following the right path after it had become obvious to you? [Lit., "did we keep you away from guidance after it had come to you?"] Nay, it was but you [yourselves] who were guilty!" | Diyanet Vakfı | Büyüklük taslayanlar, zayıf sayılanlara (kıyamet gününde): Size hidayet geldikten sonra sizi ondan biz mi çevirdik? Bilakis siz suç işliyordunuz, derler. | Diyanet | Büyüklük taslayanlar, Güçsüz sayılanlara: "Size doğruluk rehberi geldikten sonra ondan sizi biz mi alıkoyduk? Hayır; zaten suçlu kimselerdiniz" derler. | Edip Yüksel | Büyüklenenler, güçsüzleştirilen izleyicilerine, "Size hidayet geldikten sonra biz mi sizi saptırdık? Hayır, suçlu olanlar sizdiniz," derler. | Suat Yıldırım | Öte yandan dünyada iken kibirlenenler o zebûn edilenlere, ezilenlere:“Size hidâyet geldikten sonra, biz mi sizi ondan uzaklaştırdık.Bilakis, siz zaten suçlu kimselerdiniz!” [7,38-39; 14,21; 40,47-48] | Yaşar Nuri Öztürk | Büyüklük taslayanlar ise basit görülüp horlananlara şöyle derler: "Hidayet size geldikten sonra, sizi ondan biz mi geri çevirdik? Hayır, siz kendiniz günahkârlardınız!" | Abdulbaki Gölpınarlı | Ululuk satanlarsa aşağılık sanılanlara biz mi derler, sizi doğru yoldan çıkardık, o doğru yol, size bildirildikten sonra? Hayır, siz suçlusunuz. | Ali Bulaç | Büyüklük taslayanlar, za'fa uğratılan (müstaz'af)lara dediler ki: "Size hidayet geldikten sonra, sizi biz mi ondan alıkoyduk? Hayır, siz (zaten) suçlu-günahkarlardınız." | Süleyman Ateş | Büyüklük taslayanlar da zayıf düşürülenlere dediler ki: "Size hidayet geldiği zaman sizi ondan biz mi engelledik? Hayır, zaten siz kendiniz suç işliyordunuz." | Önceki [34:31]< >[34:33] Sonraki |
|