1.
[32:24] | vece`alnâ minhüm eimmetey yehdûne biemrinâ lemmâ ṣaberû. vekânû biâyâtinâ yûḳinûn. |  وجعلنا منهم أئمة يهدون بأمرنا لما صبروا وكانوا بآياتنا يوقنون
وَجَعَلْنَا مِنْهُمْ أَئِمَّةً يَهْدُونَ بِأَمْرِنَا لَمَّا صَبَرُوا وَكَانُوا بِآيَاتِنَا يُوقِنُونَ |
|---|
| Elmalılı | Onların içinden, sabrettikleri zaman bizim emrimizle doğru yola ileten önderler yetiştirmiştik. Onlar, bizim âyetlerimize kesin bir şekilde inanıyorlardı. | | Y. Ali | And We appointed, from among them, leaders, giving guidance under Our command, so long as they persevered with patience and continued to have faith in Our Signs.
| | Words | | وجعلنا - And We made| منهم - from them| أئمة - leaders| يهدون - guiding| بأمرنا - by Our Command| لما - when| صبروا - they were patient| وكانوا - and they were| بآياتنا - of Our Verses| يوقنون - certain.| | | Pickthal | And when they became steadfast and believed firmly in Our revelations, We appointed from among them leaders who guided by Our command. | | Arberry | And We appointed from among them leaders guiding by Our command, when they endured patiently, and had sure faith in Our signs. | | Shakir | And We made of them Imams to guide by Our command when they were patient, and they were certain of Our communications. | | Free Minds | And We made from among them leaders who guided in accordance with Our command, for they were patient and had certainty regarding Our revelations. | | Qaribullah | When they were patient, We made from them leaders, guiding with Our Command and they were certain of Our verses. | | Asad | and [as] We raised among them leaders who, so long as they bore themselves with patience and had sure faith in Our messages, guided [their people] in accordance with Our behest [I.e., in accordance with the divine ordinances enunciated in and for their time in the Torah: an allusion to the decline of faith, frequently mentioned in the Quran, among the children of Israel of later times, and the tendency among many of their leaders and learned men to corrupt the text of the Torah and, thus, to "overlay the truth with falsehood" (see, e.g., 2:42, 75, 79, and the corresponding notes).] - [so, too, shall it be with the divine writ revealed unto thee, O Muhammad.] [This interpolation reflects Zamakhshari's commentary on the above passage, to the effect that the Quran is destined to provide guidance and light so long as the community's religious leaders are patient in adversity and steadfast in their faith: an interpretation which implies that the Quran will cease to be of benefit to people who have lost their moral virtues and their faith.] | | Diyanet Vakfı | Sabrettikleri ve ayetlerimize kesinlikle inandıkları zaman, onların içinden, buyruğumuzla doğru yola ileten rehberler tayin etmiştik. | | Diyanet | Sabredip ayetlerimize kesin olarak inanmalarından ötürü, aralarından, onları buyruğumuzla doğru yola götüren önderler yaptık. | | Edip Yüksel | Sabrettikleri ve ayetlerimize kesin olarak inandıkları zaman, emrimiz doğrultusunda yol gösteren önderler atamıştık içlerinden. | | Suat Yıldırım | Şu bir gerçektir ki, sana verdiğimiz gibi Mûsâ'ya da kitap vermiş, sana vahyettiğimiz gibi ona da vahyetmiştik.Dolayısıyla onun da böyle bir vahiy aldığından hiç tereddüdün olmasın.Biz ona verdiğimiz kitabı, İsrailoğullarına rehber kıldık.Onlar sabrettiği ve âyetlerimize kesin olarak inandıkları müddetçe,Biz, emir ve irşadımızla onlardan doğru yolu gösteren önderler tayin ettik. [17,2] | | Yaşar Nuri Öztürk | Sabrettikleri zaman içlerinden, bizim emrimizle doğru yola ileten önderler çıkarmıştık. Onlar bizim ayetlerimize gereğince inanıyorlardı. | | Abdulbaki Gölpınarlı | Ve içlerinden, sabrettikleri takdirde onları, emrimizle doğru yola sevkedecek rehberler tayin etmiştik ve onlar, delillerimize adamakıllı inanmışlardı. | | Ali Bulaç | Ve onların içinden, sabrettikleri zaman emrimizle doğru yola iletip-yönelten önderler kıldık; onlar Bizim ayetlerimize kesin bilgiyle inanıyorlardı. | | Süleyman Ateş | Sabrettikleri ve ayetlerimize kesinlikle inandıkları zaman, onların içinden, buyruğumuzla doğru yola ileten önderler yetiştirmiştik. | | Önceki [32:23]< >[32:25] Sonraki |
|
