1. [32:12] | velev terâ iẕi-lmücrimûne nâkisû ruûsihim `inde rabbihim. rabbenâ ebṣarnâ vesemi`nâ ferci`nâ na`mel ṣâliḥan innâ mûḳinûn. | ولو ترى إذ المجرمون ناكسو رءوسهم عند ربهم ربنا أبصرنا وسمعنا فارجعنا نعمل صالحا إنا موقنون وَلَوْ تَرَى إِذِ الْمُجْرِمُونَ نَاكِسُو رُؤُوسِهِمْ عِندَ رَبِّهِمْ رَبَّنَا أَبْصَرْنَا وَسَمِعْنَا فَارْجِعْنَا نَعْمَلْ صَالِحًا إِنَّا مُوقِنُونَ |
---|
Elmalılı | Ey Muhammed! Günahkârların, Rablerinin huzurunda başları öne eğilmiş olarak: "Ey Rabbimiz! Gördük ve dinledik, şimdi bizi geri çevir de salih bir amel işleyelim, çünkü biz artık kesin bir şekilde inanıyoruz." derlerken bir görsen! | Y. Ali | If only thou couldst see when the guilty ones will bend low their heads before their Lord, (saying:) "Our Lord! We have seen and we have heard: Now then send us back (to the world): we will work righteousness: for we do indeed (now) believe."
| Words | | ولو - And if| ترى - you (could) see| إذ - when| المجرمون - the criminals| ناكسو - (will) hang| رءوسهم - their heads| عند - before| ربهم - their Lord,| ربنا - "Our Lord| أبصرنا - we have seen| وسمعنا - and we have heard,| فارجعنا - so return us,| نعمل - we will do| صالحا - righteous (deeds).| إنا - Indeed, we| موقنون - (are now) certain."| | Pickthal | Couldst thou but see when the guilty hang their heads before their Lord, (and say): Our Lord! We have now seen and heard, so send us back; we will do right, now we are sure. | Arberry | Ah, if thou couldst see the guilty hanging their heads before their Lord! 'Our Lord, we have seen and heard; now return us, that we may do righteousness, for we have sure faith.' | Shakir | And could you but see when the guilty shall hang down their heads before their Lord: Our Lord! we have seen and we have heard, therefore send us back, we will do good; surely (now) we are certain. | Free Minds | And if only you could see the criminals when they bow down their heads before their Lord: "Our Lord, we have now seen and we have heard, so send us back and we will do good work. Now we have attained certainty!" | Qaribullah | Would that you could see the wrongdoers when they lower their heads before their Lord! They will say: 'Our Lord, we have now seen and heard. Send us back and we will do righteous deeds, we are certain. ' | Asad | If thou couldst but see [how it will be on Judgment Day], when those who are lost in sin will hang their heads before their Sustainer, [saying:] "O our Sustainer! [Now] we have seen, and we have heard! Return us, then, [to our earthly life] that we may do good deeds: for [now], behold, we are certain [of the truth]!" | Diyanet Vakfı | O günahkarların, Rableri huzurunda başlarını öne eğecekleri, "Rabbimiz! Gördük duyduk, şimdi bizi (dünyaya) geri gönder de, iyi işler yapalım, artık kesin olarak inandık" diyecekleri zamanı bir görsen! | Diyanet | Suçluları Rablerinin huzurunda, başları öne eğilmiş olarak: "Rabbimiz! Gördük, dinledik, artık bizi dünyaya geri çevir de iyi iş işleyelim; doğrusu kesin olarak inandık" derlerken bir görsen! | Edip Yüksel | Suçluları, Rab'leri huzurunda başlarını öne eğmiş durumda iken bir görseydin: "Rabbimiz, gördük ve işittik. Bizi döndür de erdemli davranalım. şimdi biz kesin olarak inandık." | Suat Yıldırım | Bir görseydin o suçluları: Rab'lerinin huzurunda, mahcupluktan başları önlerine eğilmiş şöyle derken:“Gördük, işittik ya Rabbenâ! Ne olur bizi dünyaya bir gönder!Öyle güzel, makbul işler yaparız ki!Çünkü gerçeği kesin olarak biliyoruz artık!” [19,38; 67,10; 6,27-29] | Yaşar Nuri Öztürk | Günahkârları, Rablerinin huzurunda başlarını eğmiş olarak şöyle derken bir görsen: "Rabbimiz; gördük, duyduk, geri gönder bizi ki, barışa/hayra yönelik iyi iş yapalım. Artık kesin olarak inanıyoruz." | Abdulbaki Gölpınarlı | Rableri katında başlarını eğerek Rabbimiz, gördük ve duyduk, artık bizi tekrar dünyaya döndür de iyi işlerde bulunalım, gerçekten de adamakıllı inandık dedikleri zaman bir görsen mücrimleri. | Ali Bulaç | Suçlu-günahkarları, Rableri huzurunda başları öne eğilmiş olarak: "Rabbimiz, gördük ve işittik; şimdi bizi (bir kere daha dünyaya) geri çevir, salih bir amelde bulunalım, artık biz gerçekten kesin bilgiyle inananlarız" (diye yalvaracakları zamanı) bir görsen. | Süleyman Ateş | Rablerinin huzurunda (utançtan) başlarını öne eğmiş; "Rabbimiz, gördük, işittik, bizi geri döndür, iyi iş yapalım; artık kesin olarak inandık!" demekte olan suçluları bir görsen! | Önceki [32:11]< >[32:13] Sonraki |
|