1. [3:17] | eṣṣâbirîne veṣṣâdiḳîne velḳânitîne velmünfiḳîne velmüstagfirîne bil'esḥâr. | الصابرين والصادقين والقانتين والمنفقين والمستغفرين بالأسحار الصَّابِرِينَ وَالصَّادِقِينَ وَالْقَانِتِينَ وَالْمُنفِقِينَ وَالْمُسْتَغْفِرِينَ بِالْأَسْحَارِ |
---|
Elmalılı | O sabredenleri, o doğruluktan şaşmayanları, o elpençe divan duranları, o nafaka verenleri ve seher vakitlerinde o istiğfar edip yalvaranları (görür). | Y. Ali | Those who show patience, Firmness and self-control; who are true (in word and deed); who worship devoutly; who spend (in the way of Allah); and who pray for forgiveness in the early hours of the morning.
| Words | | الصابرين - The patient| والصادقين - and the truthful| والقانتين - and the obedient| والمنفقين - and those who spend| والمستغفرين - and those who seek forgiveness| بالأسحار - [in the] before dawn.| | Pickthal | The steadfast, and the truthful, and the obedient, those who spend (and hoard not), those who pray for pardon in the watches of the night. | Arberry | men who are patient, truthful, obedient, expenders in alms, imploring God's pardon at the daybreak. | Shakir | The patient, and the truthful, and the obedient, and those who spend (benevolently) and those who ask forgiveness in the morning times. | Free Minds | The patient, and the truthful, and the devout, and the givers, and the seekers of forgiveness in the late hours of the night. | Qaribullah | who are patient, truthful, obedient, and charitable, and who ask forgiveness at dawn. | Asad | those who are patient in adversity, and true to their word, and truly devout, and who spend [in God's way], and pray for forgiveness from their innermost hearts. | Diyanet Vakfı | Sabreden, dürüst olan, huzurda boyun büken, hayra harcayan ve seher vaktinde Allah'tan bağış dileyenler (içindir). | Diyanet | Onlar ki, "Rabbimiz! Biz şüphesiz inandık, bunun için günahlarımızı bize bağışla ve bizi ateşin azabından koru" diyen, sabreden, doğru olan, gönülden kulluk eden, hayra sarfeden ve seher vakitlerinde bağışlanma dileyenlerdir. | Edip Yüksel | Onlar, sabredenlerdir, doğru sözlülerdir, gönülden teslim olanlardır, insanlara yardım edenler ve seherlerde bağışlanma dileyenlerdir. | Suat Yıldırım | Onlar sabırlı, imanlarında sadık ve samimî, Allah'ın huzurunda itaatla divan duran, mallarını hayırda harcayan, seher vakitlerinde Allah’tan af dileyen müminlerdir. | Yaşar Nuri Öztürk | Kullar ki, sabredenlerdir, özü-sözü doğru olanlardır, ilahî huzurda duranlardır, nimet ve imkânlardan başkalarını yararlandıranlardır; seherlerde, bağışlanmak için yakaranlardır. | Abdulbaki Gölpınarlı | Onlar, sabredenler, gerçekler, itaat eyleyenler, mallarını yoksullara harcayanlar ve seher çağlarında, suçlarının yarlıganmasını dileyenlerdir. | Ali Bulaç | Sabredenler, doğru olanlar, gönülden boyun eğenler, infak edenler ve 'seher vakitlerinde' bağışlanma dileyenlerdir. | Süleyman Ateş | Sabredenleri, doğru olanları, huzurunda gönülden boyun büküp divan duranları, Allah için (mal) harcayanları ve seherlerde istiğfar edenleri (Allah'tan bağışlanmalarını dileyenleri Allah) görmektedir. | Önceki [3:16]< >[3:18] Sonraki |
|