1. [3:139] | velâ tehinû velâ taḥzenû veentümü-l'a`levne in küntüm mü'minîn. | ولا تهنوا ولا تحزنوا وأنتم الأعلون إن كنتم مؤمنين وَلاَ تَهِنُوا وَلاَ تَحْزَنُوا وَأَنتُمُ الْأَعْلَوْنَ إِن كُنتُم مُّؤْمِنِينَ |
---|
Elmalılı | Gevşemeyin, üzülmeyin, eğer hakikaten inanıyorsanız, muhakkak üstün olan sizsinizdir. | Y. Ali | So lose not heart, nor fall into despair: For ye must gain mastery if ye are true in Faith.
| Words | | ولا - And (do) not| تهنوا - weaken| ولا - and (do) not| تحزنوا - grieve| وأنتم - and you (will be)| الأعلون - [the] superior,| إن - if| كنتم - you are| مؤمنين - believers.| | Pickthal | Faint not nor grieve, for ye will overcome them if ye are (indeed) believers. | Arberry | Faint not, neither sorrow; you shall be the upper ones if you are believers. | Shakir | And be not infirm, and be not grieving, and you shall have the upper hand if you are believers. | Free Minds | Do not be weak, and do not grieve, for you will have the upper hand, if you are believers. | Qaribullah | Do not be weak, neither sorrow while you are the upper ones, if you are believers. | Asad | Be not, then, faint of heart, and grieve not: for you are bound to rise high if you are [truly] believers. | Diyanet Vakfı | Gevşeklik göstermeyin, üzüntüye kapılmayın. Eğer inanmışsanız, üstün gelecek olan sizsiniz. | Diyanet | Gevşemeyin, üzülmeyin, inanmışsanız, mutlaka siz en üstünsünüzdür. | Edip Yüksel | Gevşemeyin, üzülmeyin; inanıyorsanız üstün sizsiniz! | Suat Yıldırım | Sakın yılmayın, üzüntüye kapılmayın, eğer iman ediyorsanız mutlaka üstün gelirsiniz! | Yaşar Nuri Öztürk | Gevşemeyin, tasalanmayın. Eğer inanıyorsanız üstün olan sizsiniz. | Abdulbaki Gölpınarlı | Ve gevşeklik etmeyin, mahzun olmayın, inanmışsanız mutlaka üstünsünüz siz. | Ali Bulaç | Gevşemeyin, üzülmeyin; eğer (gerçekten) iman etmişseniz en üstün olan sizlersiniz. | Süleyman Ateş | Gevşemeyin, üzülmeyin, eğer inanıyorsanız, mutlaka siz üstün geleceksiniz. | Önceki [3:138]< >[3:140] Sonraki |
|