1. [28:18] | feaṣbeḥa fi-lmedîneti ḫâifey yeteraḳḳabü feiẕe-lleẕi-stenṣarahû bil'emsi yestaṣriḫuh. ḳâle lehû mûsâ inneke legaviyyüm mübîn. | فأصبح في المدينة خائفا يترقب فإذا الذي استنصره بالأمس يستصرخه قال له موسى إنك لغوي مبين فَأَصْبَحَ فِي الْمَدِينَةِ خَائِفًا يَتَرَقَّبُ فَإِذَا الَّذِي اسْتَنصَرَهُ بِالْأَمْسِ يَسْتَصْرِخُهُ قَالَ لَهُ مُوسَى إِنَّكَ لَغَوِيٌّ مُّبِينٌ |
---|
Elmalılı | Şehirde korku içinde, (etrafı) gözetleyerek sabahladı. Bir de ne görsün, dün kendisinden yardım isteyen kimse feryad ederek yine ondan imdat istiyor. Musa ona dedi ki: "Doğrusu sen, besbelli bir azgınsın!" | Y. Ali | So he saw the morning in the city, looking about, in a state of fear, when behold, the man who had, the day before, sought his help called aloud for his help (again). Moses said to him: "Thou art truly, it is clear, a quarrelsome fellow!"
| Words | | فأصبح - In the morning he was| في - in| المدينة - the city| خائفا - fearful| يترقب - (and) was vigilant,| فإذا - when behold!| الذي - The one who| استنصره - sought his help| بالأمس - the previous day| يستصرخه - cried out to him for help.| قال - Said| له - to him| موسى - Musa,| إنك - "Indeed, you| لغوي - (are) surely a deviator| مبين - clear."| | Pickthal | And morning found him in the city, fearing, vigilant, when behold! he who had appealed to him the day before cried out to him for help. Moses said unto him: Lo! thou art indeed a mere hothead. | Arberry | Now in the morning he was in the city, fearful and vigilant; and behold, the man who had sought his, succour on the day before cried out to him again. Moses said to him, 'Clearly thou art, a quarreller.' | Shakir | And he was in the city, fearing, awaiting, when lo! he who had asked his assistance the day before was crying out to him for aid. Musa said to him: You are most surely one erring manifestly. | Free Minds | So he spent the night in the city, afraid and watchful. Then the one who sought his help yesterday, was asking again for his help. Moses said to him: "You are clearly a trouble maker." | Qaribullah | In the morning, he was in the city, fearful and vigilant, then he whom he had helped the day before cried out to him again for help. 'Clearly, ' said Moses, 'you are quarrelsome. ' | Asad | And next morning he found himself in the city, looking fearfully about him, when lo! the one who had sought his help the day before [once again] cried out to him [for help (Sc., "against another Egyptian".) whereupon] Moses said unto him: "Behold, thou art indeed, most clearly, deeply in the wrong! [Lit., "lost in grievous error" or "deviating from what is right".] | Diyanet Vakfı | Şehirde korku içinde, (etrafı) gözetleyerek sabahladı. Bir de ne görsün, dün kendisinden yardım isteyen kimse, feryat ederek yine ondan imdat istiyor. Musa ona (yardım isteyene) dedi ki: Doğrusu sen, besbelli bir azgınsın! | Diyanet | Şehirde, korku içinde etrafı gözetip dolaşarak sabahladı. Dün kendisinden yardım isteyen kimse bağırarak ondan yine yardım istiyordu. Musa ona: "Doğrusu sen besbelli bir azgınsın" dedi. | Edip Yüksel | Korku içinde, etrafı kollayarak şehirde sabahladı. Kendisinden dün yardım istemiş olan adam, feryad ederek yine kendisinden yardım istiyordu. Musa ona, "Belli ki sen bir belalısın," dedi. | Suat Yıldırım | Sabaha kadar endişe içinde, etrafı kontrol ederek geceyi geçirdi.Sabahleyin, bir de baktı ki dün kendisinden yardım isteyen soydaşı, yine Musa'yı imdadına çağırıyor. Mûsa ona: “Belli ki sen azgının tekisin!” dedi. | Yaşar Nuri Öztürk | Kentte, korku içinde sabahladı, göz-kulak kesiliyordu. Bir de baktı ki, dün ondan yardım isteyen adam yine onu yardıma çağırıyor. Mûsa ona dedi ki: "Anlaşıldı, sen, tam azmış bir adamsın." | Abdulbaki Gölpınarlı | Korkarak, gözleyip bekleyerek şehirde sabahladı, derken dün kendisinden yardım isteyen, gene birisiyle çekişmedeydi ve gene kendisinden yardım istedi. Musa da ona, şüphe yok ki dedi sen, apaçık bir azgınsın. | Ali Bulaç | Böylece şehirde korku içinde (çevreyi) gözetleyerek sabahladı. Derken, bir de baktı ki, dün kendisinden yardım isteyen (kişi, bugün de) kendisine yardım için bağırıyor. Musa, ona dedi ki: "Sen açıkça bir azgınsın." | Süleyman Ateş | Şehirde korku içinde (sonucu) gözetleyerek sabahladı. Bir de baktı ki dün kendisinden yardım isteyen (İsrail oğlu), yine kendisine feryaded(ip yardım ist)iyor. Musa, ona: "Belli ki sen bir azgınsın!" dedi. | Önceki [28:17]< >[28:19] Sonraki |
|