1.
[27:16] | veveriŝe süleymânü dâvûde veḳâle yâ eyyühe-nnâsü `ullimnâ menṭiḳa-ṭṭayri veûtînâ min külli şey'. inne hâẕâ lehüve-lfaḍlü-lmübîn. |  وورث سليمان داوود وقال يا أيها الناس علمنا منطق الطير وأوتينا من كل شيء إن هذا لهو الفضل المبين
وَوَرِثَ سُلَيْمَانُ دَاوُودَ وَقَالَ يَا أَيُّهَا النَّاسُ عُلِّمْنَا مَنطِقَ الطَّيْرِ وَأُوتِينَا مِن كُلِّ شَيْءٍ إِنَّ هَذَا لَهُوَ الْفَضْلُ الْمُبِينُ |
|---|
| Elmalılı | Süleyman Davud'a varis olup dedi ki: "Ey insanlar! Bize kuş dili öğretildi ve bize her şeyden (nasip) verildi. Doğrusu bu apaçık bir lütuftur." |
| Y. Ali | And Solomon was David's heir. He said: "O ye people! We have been taught the speech of birds, and on us has been bestowed (a little) of all things: this is indeed Grace manifest (from Allah.)"
|
| Words | | وورث - And inherited| سليمان - Sulaiman| داوود - Dawood.| وقال - And he said,| يا - O| أيها - "O| الناس - people!| علمنا - We have been taught| منطق - (the) language| الطير - (of) the birds,| وأوتينا - and we have been given| من - from| كل - every| شيء - thing.| إن - Indeed,| هذا - this| لهو - surely, it| الفضل - (is) the favor| المبين - evident."| |
| Pickthal | And Solomon was David's heir. And he said: O mankind! Lo! we have been taught the language of birds, and have been given (abundance) of all things. This surely is evident favour. |
| Arberry | And Solomon was David's heir, and he said, 'Men, we have been taught the speech of the birds, and we have been given of everything; surely this is indeed the manifest bounty.' |
| Shakir | And Sulaiman was Dawood's heir, and he said: O men! we have been taught the language of birds, and we have been given all things; most surely this is manifest grace. |
| Free Minds | And Solomon inherited from David, and he said: "O people, we have been taught how to understand the speech of birds, and we have been given from everything. This is indeed an evident grace." |
| Qaribullah | Solomon inherited David. He said: 'Know, my people, we have been taught the speech of birds and given everything. Surely, this is a clear bounty. ' |
| Asad | And [in this insight] Solomon was [truly] David's heir; and he would say: "O you people! We have been taught the speech of birds, and have been given [in abundance] of all [good] things: this, behold, is indeed a manifest favour [from God]!" |
| Diyanet Vakfı | Süleyman Davud'a varis oldu ve dedi ki: Ey insanlar! Bize kuş dili öğretildi ve bize her şeyden (nasip) verildi. Doğrusu bu apaçık bir lütuftur. |
| Diyanet | Süleyman Davud'a varis oldu: "Ey insanlar! Bize kuş dili öğretildi ve bize herşeyden bolca verildi. Doğrusu bu apaçık bir lütuftur" dedi. |
| Edip Yüksel | Süleyman Davud'a varis oldu. Dedi ki, "Ey halk, bize kuşların dilini anlamak öğretildi ve bize her şeyden verildi. Bu apaçık bir lütuftur." |
| Suat Yıldırım | Süleyman Davud'a vâris oldu ve “Ey insanlar, bize kuşların dili öğretildi ve daha her şeyden bolca nasip verildi. Gerçekten bunlar âşikâr lütuflardır.” dedi. |
| Yaşar Nuri Öztürk | Süleyman, Davûd'a mirasçı oldu ve şöyle dedi: "Ey insanlar, bize kuşların dili öğretildi ve bize herşeyden biraz verildi. Kuşkusuz bu, apaçık lütfun ta kendisidir." |
| Abdulbaki Gölpınarlı | Ve Süleyman, Davud'un mirasçısı oldu ve ey insanlar dedi, bize kuşdili öğretildi ve her şeye ait bilgi verildi bize; şüphe yok ki bu, elbette apaçık bir lütuf ve ihsandır. |
| Ali Bulaç | Süleyman, Davud'a mirasçı oldu ve dedi ki: "Ey insanlar, bize kuşların konuşma-dili öğretildi ve bize herşeyden (bol bir nimet) verildi. Gerçekten bu, apaçık bir üstünlüktür." |
| Süleyman Ateş | Süleyman, Davud'a mirasçı oldu ve dedi ki: "Ey insanlar, bize kuşların dili öğretildi. Ve bize her şeyden (bolca) bir pay verildi. İşte bu, açık bir lutuftur." |
| Önceki [27:15]< >[27:17] Sonraki |
