1. [26:56] | veinnâ lecemî`un ḥâẕirûn. | وإنا لجميع حاذرون وَإِنَّا لَجَمِيعٌ حَاذِرُونَ |
---|
Elmalılı | "Biz ise, elbette uyanık (ve tekvücut) bir cemaatız." (diyor ve dedirtiyordu.) |
Y. Ali | "But we are a multitude amply fore-warned."
|
Words | | وإنا - And indeed, we| لجميع - (are) surely a multitude| حاذرون - forewarned."| |
Pickthal | And lo! we are a ready host. |
Arberry | and we are a host on our guard.' |
Shakir | And most surely we are a vigilant multitude. |
Free Minds | "And We are all gathered and forewarned." |
Qaribullah | and we are a host on our guard. ' |
Asad | seeing that we are, verily, a nation united, fully prepared against danger - [Thus the Quran illustrates the psychological truth that, as a rule, a dominant nation is unable really to understand the desire for liberty on the part of the group or groups which it oppresses and therefore attributes their rebelliousness to no more than unreasonable hatred and blind envy of the strong.] |
Diyanet Vakfı | "Biz ise, elbette uyanık (ve yekvücut) bir cemaatız." (diyor ve dedirtiyordu). |
Diyanet | Bu arada Firavun şehirlere, "Doğrusu bunlar bizi öfkelendiren döküntü azınlıklardır; hepimiz tedbirli olmalıyız" diyen münadiler gönderdi. |
Edip Yüksel | "Biz ise çoğunluk olarak alarmda olmalıyız." |
Suat Yıldırım | “Biz de elbette uyanık, tedbirli bir topluluğuz” diyordu. |
Yaşar Nuri Öztürk | "Biz ise dikkatli davranan koca bir kitleyiz." |
Abdulbaki Gölpınarlı | Bizse onların şerrine karşı uyanık ve kuvvetli bir topluluğuz diye haberler gönderdi. |
Ali Bulaç | 'Biz ise uyanık bir toplumuz" (dedi). |
Süleyman Ateş | Biz, ihtiyatlı, koca bir cemaatiz. |
Önceki [26:55]< >[26:57] Sonraki |