1. [26:55] | veinnehüm lenâ legâiżûn. | وإنهم لنا لغائظون وَإِنَّهُمْ لَنَا لَغَائِظُونَ |
---|
Elmalılı | "(Böyle iken) hakkımızda çok gayz (öfke) besliyorlar. " |
Y. Ali | "And they are raging furiously against us;
|
Words | | وإنهم - And indeed, they| لنا - [to] us| لغائظون - (are) surely enraging,| |
Pickthal | And lo! they are offenders against us. |
Arberry | and indeed they are enraging us; |
Shakir | And most surely they have enraged us; |
Free Minds | "And they have done what has enraged us." |
Qaribullah | they have enraged us, |
Asad | but they are indeed filled with hatred of us |
Diyanet Vakfı | "(Böyle iken) kesinkes bizi öfkelendirmişlerdir." |
Diyanet | Bu arada Firavun şehirlere, "Doğrusu bunlar bizi öfkelendiren döküntü azınlıklardır; hepimiz tedbirli olmalıyız" diyen münadiler gönderdi. |
Edip Yüksel | "Bize karşı öfkeyle ayaklanmaktadırlar." |
Suat Yıldırım | “Fakat bize karşı kızgın olup diş bilemektedirler. |
Yaşar Nuri Öztürk | "Fakat bize gerçekten öfke püskürüyolar." |
Abdulbaki Gölpınarlı | Ve hiç şüphe yok ki gene de bizi kızdırmadalar. |
Ali Bulaç | "Ve elbette bize karşı da büyük bir öfke beslemektedirler." |
Süleyman Ateş | Bizi kızdırmaktadırlar. |
Önceki [26:54]< >[26:56] Sonraki |