1. [26:33] | veneza`a yedehû feiẕâ hiye beyḍâü linnâżirîn. | ونزع يده فإذا هي بيضاء للناظرين وَنَزَعَ يَدَهُ فَإِذَا هِيَ بَيْضَاءُ لِلنَّاظِرِينَ |
---|
Elmalılı | Elini de (koynundan) çekti çıkardı; bakanlara bembeyaz (görünen, nur saçan bir şey) oluverdi. |
Y. Ali | And he drew out his hand, and behold, it was white to all beholders!
|
Words | | ونزع - And he drew out| يده - his hand| فإذا - and behold!| هي - It| بيضاء - (was) white| للناظرين - for the observers.| |
Pickthal | And he drew forth his hand and lo! it was white to the beholders. |
Arberry | And he drew forth his hand, and lo, it was white to the beholders. |
Shakir | And he drew forth his hand, and lo! it appeared white to the onlookers. |
Free Minds | And he drew out his hand, then it became white to the onlookers. |
Qaribullah | Then he drew out his hand, and it was luminous to the onlookers. |
Asad | and he drew forth his hand - and lo! it appeared [shining] white to the beholders. [See 7:107-108 and the corresponding note, as well as 20:22. 27:12 and 28:32.] |
Diyanet Vakfı | Elini de (koynundan) çıkardı; o da seyredenlere bembeyaz görünen (nur saçan bir şey oluvermiş)! |
Diyanet | Elini çıkardı, bakanlara bembeyaz göründü. |
Edip Yüksel | Elini çıkarınca bakanlara bembeyaz görünüverdi. |
Suat Yıldırım | Bir de elini koynundan çıkardı ki bakanların gözlerini kamaştıracak kadar parlak mı parlak! [27,12; 28,32] |
Yaşar Nuri Öztürk | Elini çıkardı, o da anında seyredenler önünde bembeyaz kesildi. |
Abdulbaki Gölpınarlı | Elini koynundan çıkardı, derhal bakanlara parıl parıl parlayan bembeyaz bir el göründü. |
Ali Bulaç | Elini de çekip çıkardı, bir de (ne görsün) o, bakanlar için 'parlayıp aydınlanıvermiş'. |
Süleyman Ateş | Elini (koltuğunun altından) çıkardı; o da, bakanlara parıl parıl parlayan bir şey oluverdi. |
Önceki [26:32]< >[26:34] Sonraki |