1. [23:108] | ḳâle-ḫseû fîhâ velâ tükellimûn. | قال اخسئوا فيها ولا تكلمون قَالَ اخْسَؤُوا فِيهَا وَلَا تُكَلِّمُونِ |
---|
Elmalılı | (Allah) buyurur ki: Alçaldıkça alçalın orada! Bana konuşmayın artık. |
Y. Ali | He will say: "Be ye driven into it (with ignominy)! And speak ye not to Me!
|
Words | | قال - He (will) say,| اخسئوا - "Remain despised| فيها - in it| ولا - and (do) not| تكلمون - speak to Me."| |
Pickthal | He saith: Begone therein, and speak not unto Me. |
Arberry | 'Slink you into it,' He shall say, 'and do not speak to Me. |
Shakir | He shall say: Go away into it and speak nat to Me; |
Free Minds | He said: "Be humiliated therein and do not speak to Me." |
Qaribullah | He will say: 'Slink there in it and do not speak to Me. ' |
Asad | [But] He will say: "Away with you into this [ignominy]! [My interpolation of the word "ignominy" is based on the fact that this concept is inherent in the verb khasaa (lit., "he drove [someone or something] scornfully away'), and is, therefore, forcefully expressed in the imperative ikhsa'u.] And speak no more unto Me! |
Diyanet Vakfı | Buyurur ki: Alçaldıkça alçalın orada! Bana karşı konuşmayın artık! |
Diyanet | Allah: "Sinin orada! Benimle konuşmayın. Kullarımdan bir topluluk: "Rabbimiz! inandık, artık bizi bağışla, bize acı. Sen acıyanların en iyisisin" diyordu. Siz ise, onları alaya alıyordunuz. Bu yaptıklarınız size Beni anmayı unutturuyordu. Onlara hep gülüyordunuz. Sabretmelerine karşılık bugün onları mükafatlandırdım. Doğrusu onlar kurtulanlardır" der. |
Edip Yüksel | Diyecek ki, "Sinin orada, benimle konuşmayın." |
Suat Yıldırım | Allah Teâlâ: “Kesin sesinizi, sakın bir daha Bana bir şey söylemeye kalkışmayın!” buyurur. |
Yaşar Nuri Öztürk | Buyurur: "Yıkılıp gidin oraya, konuşmayın benimle!" |
Abdulbaki Gölpınarlı | Hoşt, defolun oraya ve bana da söz söylemeyin der. |
Ali Bulaç | Der ki: "Onun içine sinin ve Benimle söyleşmeyin." |
Süleyman Ateş | Buyurdu ki: "Sinin orada, bana bir şey söylemeyin!" |
Önceki [23:107]< >[23:109] Sonraki |