1. [23:10] | ülâike hümü-lvâriŝûn. | أولئك هم الوارثون أُوْلَئِكَ هُمُ الْوَارِثُونَ |
---|
Elmalılı | İşte asıl onlar varislerdir. |
Y. Ali | These will be the heirs,
|
Words | | أولئك - Those| هم - [they]| الوارثون - (are) the inheritors| |
Pickthal | These are the heirs |
Arberry | Those are the inheritors |
Shakir | These are they who are the heirs, |
Free Minds | These are the inheritors. |
Qaribullah | Those are the heirs |
Asad | It is they, they who shall be the inheritors |
Diyanet Vakfı | İşte, asıl bunlar varis olacaklardır; |
Diyanet | İşte onlar, temelli kalacakları Firdevs cennetine varis olanlardır. |
Edip Yüksel | İşte varis olacaklar onlardır. |
Suat Yıldırım | “İşte vâris olanlar, ebedî kalacakları Firdevs cennetine vâris olanlar onlardır onlar. [19,63; 43,72] |
Yaşar Nuri Öztürk | İşte bunlardır mirasçı olanlar; |
Abdulbaki Gölpınarlı | Onlardır mirasçılar. |
Ali Bulaç | İşte (yeryüzünün hakimiyetine ve ahiretin nimetlerine) varis olacak onlardır. |
Süleyman Ateş | İşte varis olacaklar onlardır. |
Önceki [23:9]< >[23:11] Sonraki |