1. [21:103] | lâ yaḥzünühümü-lfeza`u-l'ekberu veteteleḳḳâhümü-lmelâikeh. hâẕâ yevmükümü-lleẕî küntüm tû`adûn. | لا يحزنهم الفزع الأكبر وتتلقاهم الملائكة هذا يومكم الذي كنتم توعدون لَا يَحْزُنُهُمُ الْفَزَعُ الْأَكْبَرُ وَتَتَلَقَّاهُمُ الْمَلَائِكَةُ هَذَا يَوْمُكُمُ الَّذِي كُنتُمْ تُوعَدُونَ |
---|
Elmalılı | O en büyük korku bunları üzmez; kendilerini melekler: "Size söz verilen gün işte bugündür" diye karşılarlar. |
Y. Ali | The Great Terror will bring them no grief: but the angels will meet them (with mutual greetings): "This is your Day,- (the Day) that ye were promised."
|
Words | | لا - Not| يحزنهم - will grieve them| الفزع - the terror| الأكبر - [the] greatest,| وتتلقاهم - and will meet them| الملائكة - the Angels,| هذا - "This| يومكم - (is) your Day| الذي - which| كنتم - you were| توعدون - promised."| |
Pickthal | The Supreme Horror will not grieve them, and the angels will welcome them, (saying): This is your Day which ye were promised; |
Arberry | the greatest terror shall not grieve them, and the angels shall receive them: 'This is your day that you were promised.' |
Shakir | The great fearful event shall not grieve them, and the angels shall meet them: This is your day which you were promised. |
Free Minds | The great horror will not sadden them, and the Angels will receive them: "This is your Day which you have been promised." |
Qaribullah | The greatest terror shall not grieve them, and the angels will receive them: 'This is the Day you have been promised. ' |
Asad | The supreme awesomeness [of the Day of Resurrection] will cause them no grief, since the angels will receive them with the greeting. "This is your Day [of triumph - the Day] which you were promised!" |
Diyanet Vakfı | En büyük dehşet dahi onları tasalandırmaz. Melekler kendilerini şöyle karşılar: İşte bu size vadedilmiş olan (mutlu) gününüzdür. |
Diyanet | En büyük korku bile onları üzmez; kendilerini melekler: "Size söz verilen gün işte bugündür" diye karşılarlar. |
Edip Yüksel | O en büyük korku onları üzmez. Kendilerini melekler, "İşte bu, size söz verilen gününüzdür!," diye karşılar. |
Suat Yıldırım | O en büyük dehşet (Sûra ikinci üfleyiş) dahi onları tasalandırmaz. Melekler onları: “İşte size vâd olunan gün bugündür!” diye karşılarlar. |
Yaşar Nuri Öztürk | O en büyük korku onları tasalandırmaz. Melekler onları şöyle karşılarlar: "Bu size o vaat edilen gününüzdür!" |
Abdulbaki Gölpınarlı | O en büyük korku, onları hüzünlendirmez ve melekler, onları karşılarlar da işte derler, size vaadedilen gün, bugün. |
Ali Bulaç | Onları, o en büyük korku hüzne kaptırmaz ve: "İşte bu sizin gününüzdür, size va'dedilmişti" diye melekler onları karşılayacaklardır. |
Süleyman Ateş | O en büyük korku, onları asla tasalandırmaz. Melekler onları şöyle karşılar: "İşte bu, size va'dedilen gününüzdür!" |
Önceki [21:102]< >[21:104] Sonraki |