1. [2:76] | veiẕâ leḳu-lleẕîne âmenû ḳâlû âmennâ. veiẕâ ḫalâ ba`ḍuhüm ilâ ba`ḍin ḳâlû etüḥaddiŝûnehüm bimâ feteḥa-llâhü `aleyküm liyüḥâccûküm bihî `inde rabbiküm. efelâ ta`ḳilûn. | وإذا لقوا الذين آمنوا قالوا آمنا وإذا خلا بعضهم إلى بعض قالوا أتحدثونهم بما فتح الله عليكم ليحاجوكم به عند ربكم أفلا تعقلون وَإِذَا لَقُواْ الَّذِينَ آمَنُواْ قَالُواْ آمَنَّا وَإِذَا خَلاَ بَعْضُهُمْ إِلَى بَعْضٍ قَالُواْ أَتُحَدِّثُونَهُم بِمَا فَتَحَ اللّهُ عَلَيْكُمْ لِيُحَآجُّوكُم بِهِ عِنْدَ رَبِّكُمْ أَفَلاَ تَعْقِلُونَ |
---|
Elmalılı | Üstelik iman edenlere rastladıklarında inandık derler, birbirleriyle başbaşa kaldıkları zaman, "Rabbinizin huzurunda aleyhinize delil olarak kullansınlar diye mi tutup Allah'ın size açıkladığı gerçekleri onlara da söylüyorsunuz? Hiç aklınız yok mu be?" derlerdi. |
Y. Ali | Behold! when they meet the men of Faith, they say: "We believe": But when they meet each other in private, they say: "Shall you tell them what Allah hath revealed to you, that they may engage you in argument about it before your Lord?"- Do ye not understand (their aim)?
|
Words | | وإذا - And when| لقوا - they meet| الذين - those who| آمنوا - believe[d],| قالوا - they say,| آمنا - "We have believed."| وإذا - But when| خلا - meet in private| بعضهم - some of them| إلى - with| بعض - some (others),| قالوا - they say,| أتحدثونهم - "Do you tell them| بما - what| فتح - has| الله - Allah| عليكم - to you| ليحاجوكم - so that they argue with you| به - therewith| عند - before| ربكم - your Lord?| أفلا - Then do (you) not| تعقلون - understand?"| |
Pickthal | And when they fall in with those who believe, they say: We believe. But when they go apart one with another they say: Prate ye to them of that which Allah hath disclosed to you that they may contend with you before your Lord concerning it? Have ye then no sense? |
Arberry | And when they meet those who believe, they say 'We believe'; and when they go privily one to another, they say, 'Do you speak to them of what God has revealed to you, that they may thereby dispute with you before your Lord? Have you no understanding?' |
Shakir | And when they meet those who believe they say: We believe, and when they are alone one with another they say: Do you talk to them of what Allah has disclosed to you that they may contend with you by this before your Lord? Do you not then understand? |
Free Minds | And when they come across those who believe, they Say: "We believe!", and when they are alone with each other they Say: "Why do you inform them about what God has said to us? Then they would use it in argument against us at your Lord. Do you not understand?" |
Qaribullah | When they meet those who believe, they say: 'We are believers. ' But when alone, they say to their other (chiefs). 'Do you tell to them what Allah has revealed to you so that they will dispute with you concerning it with your Lord? Have you no sense? ' |
Asad | For, when they meet those who have attained to faith. they say, "We believe [as you believe]" - but when they find themselves alone with one another, they say. "Do you inform them of what God has disclosed to you, so that they might use it in argument against you, quoting the words of your Sustainer? Will you not. then, use your reason?" |
Diyanet Vakfı | (Münafıklar) inananlarla karşılaştıklarında "İman ettik" derler. Birbirleriyle başbaşa kaldıkları vakit ise: Allah'ın size açtıklarını (Tevrat'taki bilgileri), Rabbiniz katında sizin aleyhinize hüccet getirmeleri için mi onlara anlatıyorsunuz; bunları düşünemiyor musunuz? derler. |
Diyanet | İnananlarla karşılaştıkları zaman, "İnandık" derlerdi; birbirleriyle yalnız kaldıklarında, "Rabbinizin katında size karşı hüccet göstersinler diye mi Allah'ın size açıkladığını onlara anlatıyorsunuz? Bunu akletmiyor musunuz?" derlerdi. |
Edip Yüksel | İnananlarla karşılaşınca, "İnandık," derler; başbaşa kaldıklarında ise "Rabbiniz katında size karşı delil olarak kullanmaları için, ALLAH'ın size açıkladığını mı onlara anlatıyorsunuz, akletmez misiniz," derler. |
Suat Yıldırım | Onlar iman edenlerle karşılaştıklarında «Biz de iman ettik» derler. Kendi aralarında kaldıklarında ise: «Ne yapıyorsunuz? derler, Rabbinizin huzurunda aleyhinize hüccet edinsinler diye mi tutup Allah'ın size açtığı gerçeği onlara söylüyorsunuz? Hiç aklınızı kullanmıyor musunuz?» |
Yaşar Nuri Öztürk | İnanmış olanlarla karşılaştıklarında, "İnandık!" derler. Başbaşa kaldıklarında ise şöyle konuşurlar: "Allah'ın size açtığını, Rabbiniz katında sizinle tartışmada kanıt yapsınlar diye onlara söylüyor musunuz? Aklınızı işletmeyecek misiniz?" |
Abdulbaki Gölpınarlı | Onlar, inananlarla buluştular mı inandık derler de sonra birbirleriyle yalnız kaldılar mı aklınız mı yok derler, Rabbiniz indinde sizinle çekişsinler, aleyhinize delil göstersinler diye mi Allah'ın size açıkladığı şeyi tutup onlara söylüyorsunuz? |
Ali Bulaç | İman edenlerle karşılaştıklarında "İman ettik" derler; kendi başlarına kaldıkları zaman ise, derler ki: "Allah'ın size açtık (açıkladık)larını, Rabbiniz Katında size karşı bir belge olsun diye mi onlarla konuşuyorsunuz? Hala akıllanmayacak mısınız?" |
Süleyman Ateş | İnananlara rastladıkları zaman: "İnandık" derler; birbirleriyle yalnız kaldıkları zaman: "Allah'ın size açtığını onlara söylüyorsunuz ki, onu Rabbiniz katında sizin aleyhinizde delil olarak mı kullansınlar? Aklınızı kullanmıyor musunuz?" derler. |
Önceki [2:75]< >[2:77] Sonraki |