1. [19:4] | ḳâle rabbi innî vehene-l`ażmü minnî veşte`ale-rra'sü şeybev velem eküm bidü`âike rabbi şeḳiyyâ. | قال رب إني وهن العظم مني واشتعل الرأس شيبا ولم أكن بدعائك رب شقيا قَالَ رَبِّ إِنِّي وَهَنَ الْعَظْمُ مِنِّي وَاشْتَعَلَ الرَّأْسُ شَيْبًا وَلَمْ أَكُن بِدُعَائِكَ رَبِّ شَقِيًّا |
---|
Elmalılı | Şöyle demişti: "Ey Rabbim! Şüphesiz (artık öyle bir durumdayım ki) benim kemiğim zayıflayıp gevşedi ve başım(ın saçı) bembeyaz alev gibi tutuştu. Sana dua etmekle de ey Rabbim, hiçbir zaman bedbaht olmadım." | Y. Ali | Praying: "O my Lord! infirm indeed are my bones, and the hair of my head doth glisten with grey: but never am I unblest, O my Lord, in my prayer to Thee!
| Words | | قال - He said,| رب - "My Lord!| إني - Indeed, [I]| وهن - (have) weakened| العظم - my bones,| مني - my bones,| واشتعل - and flared| الرأس - (my) head| شيبا - (with) white,| ولم - and not| أكن - I have been| بدعائك - in (my) supplication (to) You| رب - my Lord| شقيا - unblessed.| | Pickthal | Saying: My Lord! Lo! the bones of me wax feeble and my head is shining with grey hair, and I have never been unblest in prayer to Thee, my Lord. | Arberry | saying, 'O my Lord, behold the bones within me are feeble and my head is all aflame with hoariness. And in calling on Thee, my Lord, I have never been hitherto unprosperous. | Shakir | He said: My Lord! surely my bones are weakened and my head flares with hoariness, and, my Lord! I have never been unsuccessful in my prayer to Thee: | Free Minds | He said: "My Lord, my bones have gone frail, and my hair has turned white, and I have never been mischievous in calling to You my Lord." | Qaribullah | saying: 'O my Lord, my bones are enfeebled, and my head glows silver with age. Yet, never Lord, have I been unblessed in prayer to You. | Asad | he prayed: "O my Sustainer! Feeble have become my bones, and my head glistens with grey hair. But never yet, O my Lord, has my prayer unto Thee remained unanswered.` | Diyanet Vakfı | Rabbim! dedi, benden (vücudumdan), kemiklerim zayıfladı, saçım başım ağardı. Ve ben, Rabbim, sana (ettiğim) dua sayesinde hiç bedbaht olmadım. | Diyanet | Şöyle demişti: "Rabbim! Gerçekten kemiklerim zayıfladı, saçlarım ağardı. Rabbim! Sana yalvarmakla şimdiye kadar bedbaht olup bir şeyden mahrum kalmadım." | Edip Yüksel | "Rabbim," dedi, "Vücudumdaki kemik gevşedi, başım ağarıp tutuştu. Sana yalvarışta, Rabbim, hiç bir vakit umut kesmedim." | Suat Yıldırım | “Ya Rabbî, iyice yaşlandım, kemiklerim zayıfladı, eridi, başımdaki saçlarım ağardı, beyaz alevler gibi tutuştu. Ya Rabbî, Sana her ne için yalvardıysam, asla mahrum kalmadım.” | Yaşar Nuri Öztürk | Şöyle demişti: "Rabbim, işte karşındayım. Kemik gevşedi bende. İhtiyarlıktan başım beyaz alevle tutuştu. Sana yakarma/senin için çağrı yapma konusunda ise Rabbim, hiç bedbaht/zorluk ve şiddet yanlısı olmadım." | Abdulbaki Gölpınarlı | Demişti ki: Rabbim, kemiklerim bile incelip zayıfladı, saçımsakalım ağardı, parılparıl parlamada başım sanki ve sana ne dua etmişsem mahrum olmadım ben. | Ali Bulaç | Demişti ki: "Rabbim, şüphesiz benim kemiklerim gevşedi ve baş, yaşlılık aleviyle tutuştu; ben Sana dua etmekle mutsuz olmadım." | Süleyman Ateş | Rabbim, demişti, ben, bende kemik gevşedi; baş, ihtiyarlk aleviyle tutuştu. Rabbim, sana du'a ile hiçbir zaman bahtsız olmadım (her du'a ettikçe kabul buyurdun, beni istediğimden mahrum etmedin). | Önceki [19:3]< >[19:5] Sonraki |
|