1. [18:85] | feetbe`a sebebâ. | فأتبع سببا فَأَتْبَعَ سَبَبًا |
---|
Elmalılı | Derken o da bu yollardan birini tutup gitti. |
Y. Ali | One (such) way he followed,
|
Words | | فأتبع - So he followed| سببا - a course| |
Pickthal | And he followed a road |
Arberry | and he followed a way |
Shakir | So he followed a course. |
Free Minds | So he followed the means. |
Qaribullah | He journeyed on a way |
Asad | and so he chose the right means [in whatever he did]. |
Diyanet Vakfı | O da bir yol tutup gitti. |
Diyanet | O da bir yol tuttu. |
Edip Yüksel | Nitekim, o bir yol izledi |
Suat Yıldırım | Biz ona dünyada geniş imkânlar verdik ve onun ihtiyaç duyduğu her konuda sebep ve vasıtalar ihsan ettik. O da batıya doğru bir yol tuttu. |
Yaşar Nuri Öztürk | O da bir sebebi izledi. |
Abdulbaki Gölpınarlı | O, batıya doğru bir yol tutmuştu. |
Ali Bulaç | O da, bir yol tuttu. |
Süleyman Ateş | O da (kendisini batı ülkelerine ulaştıracak) bir yol tuttu. |
Önceki [18:84]< >[18:86] Sonraki |