1. [18:80] | veemme-lgulâmü fekâne ebevâhü mü'mineyni feḫaşînâ ey yürhiḳahümâ ṭugyânev veküfrâ. | وأما الغلام فكان أبواه مؤمنين فخشينا أن يرهقهما طغيانا وكفرا وَأَمَّا الْغُلاَمُ فَكَانَ أَبَوَاهُ مُؤْمِنَيْنِ فَخَشِينَا أَن يُرْهِقَهُمَا طُغْيَانًا وَكُفْرًا |
---|
Elmalılı | "Oğlana gelince, onun anababası mümin kimselerdi. Çocuğun onları azgınlık ve inkâra sürüklemesinden korktuk." |
Y. Ali | "As for the youth, his parents were people of Faith, and we feared that he would grieve them by obstinate rebellion and ingratitude (to Allah and man).
|
Words | | وأما - And as for| الغلام - the boy| فكان - his parents were| أبواه - his parents were| مؤمنين - believers,| فخشينا - and we feared| أن - that| يرهقهما - he would overburden them| طغيانا - (by) transgression| وكفرا - and disbelief.| |
Pickthal | And as for the lad, his parents were believers and we feared lest he should oppress them by rebellion and disbelief. |
Arberry | As for the lad, his parents were believers; and we were afraid he would impose on them insolence and unbelief; |
Shakir | And as for the boy, his parents were believers and we feared lest he should make disobedience and ingratitude to come upon them: |
Free Minds | "And as for the youth, his parents were believers, so we feared that he would oppress them by his transgression and disbelief." |
Qaribullah | As for the boy, his parents are believers, and we were afraid lest he should impose on them with his insolence and disbelief. |
Asad | "And as for that young man, his parents were [true] believers - whereas we had every reason to fear 71 that he would bring bitter grief upon them by [his] overweening wickedness and denial of all truth: |
Diyanet Vakfı | "Erkek çocuğa gelince, onun ana-babası, mümin kimselerdi. Bunun için (çocuğun) onları azgınlık ve nankörlüğe boğmasından korktuk." |
Diyanet | "Oğlana gelince; onun ana babası inanmış kimselerdi. Çocuğun onları azdırmasından ve inkara sürüklemesinden korkmuştuk. |
Edip Yüksel | "Çocuğa gelince, ana babası iki inanan kişi idi. Taşkınlık ve nankörlük ile o ikisine yük olmasından endişelendik." |
Suat Yıldırım | Oğlan çocuğuna gelince: Onun ebeveyni mümin insanlar idi. Bu çocuğun onları ileride azgınlığa ve küfre sürüklemesinden korktuk. |
Yaşar Nuri Öztürk | "Oğlan çocuğa gelince: Onun anası-babası inanmış kişilerdi. Çocuğun onları azgınlık ve inkâra sürüklemesinden korktuk." |
Abdulbaki Gölpınarlı | Çocuğa gelince: Anası, babası inanmış kimseler. Bu çocuğun, onları azgınlığa ve kafirliğe sevketmesinden korktuk da öldürdük. |
Ali Bulaç | "Çocuğa gelince, onun anne ve babası mü'min kimselerdi. Bundan dolayı, onun kendilerine azgınlık ve inkar zorunu kullanmasından endişe edip-korktuk." |
Süleyman Ateş | Oğlana gelince: Onun anası babası mü'min insanlardı. Bunun, onlara azgınlık ve küfür sarmasından korktuk. |
Önceki [18:79]< >[18:81] Sonraki |