1. [18:61] | felemmâ belegâ mecme`a beynihimâ nesiyâ ḥûtehümâ fetteḫaẕe sebîlehû fi-lbaḥri serabâ. | فلما بلغا مجمع بينهما نسيا حوتهما فاتخذ سبيله في البحر سربا فَلَمَّا بَلَغَا مَجْمَعَ بَيْنِهِمَا نَسِيَا حُوتَهُمَا فَاتَّخَذَ سَبِيلَهُ فِي الْبَحْرِ سَرَبًا |
---|
Elmalılı | Bunun üzerine ikisi de iki denizin birleştiği yere vardıklarında balıklarını unuttular. Bu arada balık, denizde yolunu bulup kaybolmuştu. | Y. Ali | But when they reached the Junction, they forgot (about) their Fish, which took its course through the sea (straight) as in a tunnel.
| Words | | فلما - But when| بلغا - they reached| مجمع - the junction| بينهما - between them,| نسيا - they forgot| حوتهما - their fish,| فاتخذ - and it took| سبيله - its way| في - into| البحر - the sea,| سربا - slipping away.| | Pickthal | And when they reached the point where the two met, they forgot their fish, and it took its way into the waters, being free. | Arberry | Then, when they reached their meeting, they forgot their fish, and it took its way into the sea, burrowing. | Shakir | So when they had reached the junction of the two (rivers) they forgot their fish, and it took its way into the sea, going away. | Free Minds | But when they did reach the junction between, they forgot their fish, and it was able to make its way back to the sea in a stream. | Qaribullah | But when they came to the point where the two met, they forgot their fish, which made its way burrowing into the sea. | Asad | But when they reached the junction between the two [seas], they forgot all about their fish, and it took its way into the sea and disappeared from sight." | Diyanet Vakfı | Her ikisi, iki denizin birleştiği yere varınca balıklarını unuttular. Balık, denizde bir yol tutup gitmişti. | Diyanet | İkisi, iki denizin birleştiği yere ulaşınca, balıklarını unutmuşlardı, balık bir delikten kayıp denizi boyladı. | Edip Yüksel | İki denizin birleştiği yere vardıklarında, balıklarını unuttular. Sinsice kayıp denizin yolunu tuttu. | Suat Yıldırım | Onlar iki denizin birleştiği yere vardıklarında balıklarını unutmuş bulundular. Balık sıyrılıp denizde bir yol tutmuştu bile. | Yaşar Nuri Öztürk | Bu ikisi, iki denizin birleştiği yere vardıklarında, balıklarını unuttular. Bunun üzerine balık da denizde bir deliğe doğru yola koyuldu. | Abdulbaki Gölpınarlı | İki denizin kavuştuğu yere vardıkları zaman balıklarını unutmuşlardı; balık, denize atlamış, dalıp bir yol tutmuş gitmişti. | Ali Bulaç | Böylece ikisi, iki (deniz)in birleştiği yere ulaşınca balıklarını unutuverdiler; (balık) denizde bir akıntıya doğru (veya bir menfez bulup) kendi yolunu tuttu. | Süleyman Ateş | İkisi (yürüdüler), iki denizin birleştiği yere varınca, balıklarını unuttular, (balık) sıyrılıp denizde yolunu tuttu. | Önceki [18:60]< >[18:62] Sonraki |
|