1. [17:48] | ünżur keyfe ḍarabû leke-l'emŝâle feḍallû felâ yesteṭî`ûne sebîlâ. | انظر كيف ضربوا لك الأمثال فضلوا فلا يستطيعون سبيلا انظُرْ كَيْفَ ضَرَبُواْ لَكَ الْأَمْثَالَ فَضَلُّواْ فَلاَ يَسْتَطِيعْونَ سَبِيلاً |
---|
Elmalılı | Bak senin için nasıl misaller verdiler de bu yüzden nasıl sapıklığa düştüler! Artık hak yolu bulmaya güçleri yetmez. |
Y. Ali | See what similes they strike for thee: but they have gone astray, and never can they find a way.
|
Words | | انظر - See| كيف - how| ضربوا - they put forth| لك - for you| الأمثال - the examples;| فضلوا - but they have gone astray| فلا - so not| يستطيعون - they can| سبيلا - (find) a way.| |
Pickthal | See what similitudes they coin for thee, and thus are all astray, and cannot find a road! |
Arberry | Behold, how they strike similitudes for thee, and go astray, and cannot find a way! |
Shakir | See what they liken you to! So they have gone astray and cannot find the way. |
Free Minds | See how they cite the examples for you. They have gone astray, and cannot come to the path. |
Qaribullah | See what they compared you to. They have surely gone astray and cannot find a Path. |
Asad | See to what they liken thee, [O Prophet, if simply] because they have gone astray and are now unable to find a way [to the truth]! |
Diyanet Vakfı | Baksana; senin için ne türlü benzetmeler yaptılar! Bu yüzden, (öyle bir) saptılar ki, artık (doğru) yolu bulamayacaklardır. |
Diyanet | Sana nasıl misaller verdiklerine bir bak! Bu yüzden sapmışlardır, artık bir yol da bulamamaktadırlar. |
Edip Yüksel | Dikkat et, seni nasıl da tanımlayarak sapıyorlar ve artık bir daha yol bulamazlar |
Suat Yıldırım | Bak Resulüm, seni nelere kıyas ettiler (gâh şair, gâh büyücü, gâh kâhin, gâh mecnûn dediler) de nasıl dalâlete düştüler? Hem öyle sersemleştiler ki artık yol bulacak halleri kalmadı. |
Yaşar Nuri Öztürk | Bak nasıl örnekler verdiler sana, nasıl sapıttılar. Artık hiçbir yola varamazlar. |
Abdulbaki Gölpınarlı | Bak da gör, sana nasıl örnekler getirip de saptılar ve artık bir yol bulmaya güçleri yetmeyecek onların. |
Ali Bulaç | Sana nasıl örnekler vererek saptıklarına bir bak, artık onların bir yola güçleri yetmemektedir. |
Süleyman Ateş | Bak, nasıl misaller verdiler (seni şa'ire, büyücüye, kahine ve mecnuna benzettiler) de şaştılar. Artık bir daha yolu bulamazlar. |
Önceki [17:47]< >[17:49] Sonraki |