1. [16:35] | veḳâle-lleẕîne eşrakû lev şâe-llâhü mâ `abednâ min dûnihî min şey'in naḥnü velâ âbâünâ velâ ḥarramnâ min dûnihî min şey'. keẕâlike fe`ale-lleẕîne min ḳablihim. fehel `ale-rrusüli ille-lbelâgu-lmübîn. | وقال الذين أشركوا لو شاء الله ما عبدنا من دونه من شيء نحن ولا آباؤنا ولا حرمنا من دونه من شيء كذلك فعل الذين من قبلهم فهل على الرسل إلا البلاغ المبين وَقَالَ الَّذِينَ أَشْرَكُواْ لَوْ شَاءَ اللّهُ مَا عَبَدْنَا مِن دُونِهِ مِن شَيْءٍ نَّحْنُ وَلاَ آبَاؤُنَا وَلاَ حَرَّمْنَا مِن دُونِهِ مِن شَيْءٍ كَذَلِكَ فَعَلَ الَّذِينَ مِن قَبْلِهِمْ فَهَلْ عَلَى الرُّسُلِ إِلاَّ الْبَلاغُ الْمُبِينُ |
---|
Elmalılı | Allah'a ortak koşanlar dediler ki: "Allah dileseydi, ne biz, ne atalarımız O'ndan başka hiçbir şeye tapmazdık ve O'nun emri dışında hiçbir şeyi haram kılmazdık" Kendilerinden öncekiler de böyle yaptılar. Buna karşı peygamberlerin vazifesi, ancak açık seçik bir tebliğden, ibarettir. |
Y. Ali | The worshippers of false gods say: "If Allah had so willed, we should not have worshipped aught but Him - neither we nor our fathers,- nor should we have prescribed prohibitions other than His." So did those who went before them. But what is the mission of messengers but to preach the Clear Message?
|
Words | | وقال - And said| الذين - those who| أشركوا - associate partners (with Allah),| لو - "If| شاء - Allah (had) willed| الله - Allah (had) willed| ما - not| عبدنا - we (would) have worshipped| من - other than Him| دونه - other than Him| من - any| شيء - thing,| نحن - we| ولا - and not| آباؤنا - our forefathers| ولا - and not| حرمنا - we (would) have forbidden| من - other than Him| دونه - other than Him| من - anything."| شيء - anything."| كذلك - Thus| فعل - did| الذين - those who| من - (were) before them.| قبلهم - (were) before them.| فهل - Then is (there)| على - on| الرسل - the messengers| إلا - except| البلاغ - the conveyance| المبين - clear?| |
Pickthal | And the idolaters say: Had Allah willed, we had not worshipped aught beside Him, we and our fathers, nor had we forbidden aught without (command from) Him. Even so did those before them. Are the messengers charged with aught save plain conveyance (of the message)? |
Arberry | The idolators say, 'If God had willed we would not have served; apart from Him, anything, neither we nor our fathers, nor would we have forbidden, apart from Him, anything.' So did those before them; yet is aught for the Messengers, but to deliver the manifest Message? |
Shakir | And they who give associates (to Allah) say: If Allah had pleased, we would not have served anything besides Allah, (neither) we nor our fathers, nor would we have prohibited anything without (order from) Him. Thus did those before them; is then aught incumbent upon the messengers except a plain delivery (of the message)? |
Free Minds | And those who set up partners said: "If God had wished it, we would not have served anything besides Him; neither us nor our fathers; nor would we have forbidden anything without Him." Those before them did the exact same thing; so are the messengers required to do anything but deliver with clarity? |
Qaribullah | The idolaters say: 'Had Allah willed, neither we nor our fathers would have worshipped anything other than Him, nor would we have forbidden anything without Him', as such did those before them. Yet what should Messengers do but give a clear deliverance? |
Asad | Now they who ascribe divinity to aught beside God say, "Had God so willed, we would not have worshipped aught but Him - neither we nor our forefathers; nor would we have declared aught as forbidden without a commandment from Him." Even thus did speak those [sinners] who lived before their time; but, then, are the apostles bound to do more than clearly deliver the message [entrusted to them] ? |
Diyanet Vakfı | Ortak koşanlar dediler ki: "Allah dileseydi ne biz ne de babalarımız ondan başkasına tapardık. Onun emri olmadan hiçbir şeyi de haram kılmazdık." Onlardan öncekiler de böyle yapmışlardı. Peygamberlerin üzerine açık seçik tebliğden başka bir şey düşermi! |
Diyanet | Allah'a eş koşanlar: "Allah dileseydi O'ndan başka hiçbir şeye ne biz ve ne de babalarımız tapardı. O'nun buyruğu olmaksızın hiçbir şeyi haram kılmazdık" dediler. Kendilerinden öncekiler de böyle yapmıştı. Peygamberlere apaçık tebliğden başka ne vazife düşer? |
Edip Yüksel | Ortak koşanlar, ALLAH dilemeseydi ne biz, ne de atalarımız O'ndan başka bir şeye tapmaz ve O'nun haram ettiğinden başkasını da haram kılmazdık. Kendilerinden öncekiler de böyle davranmıştı. Elçinin açıkça bildirmekten başka bir görevi mi var? |
Suat Yıldırım | Bir de müşrikler dediler ki: “Eğer Allah dileseydi ne biz, ne de atalarımız, Kendisinden başkasına ibadet etmez. Onun emri olmadan hiçbir şeyi haram kılmazdık.”Bunlardan öncekiler de böyle söylemiş, böyle yapmışlardı. O halde, peygamberlere açık bir tebliğden başka bir vazife düşer mi? |
Yaşar Nuri Öztürk | Ortak koşanlar dediler ki: "Eğer Allah isteseydi biz de atalarımız da Allah dışında bir şeye kulluk/ibadet etmez, O'na rağmen hiçbir şeyi haram kılmazdık." Onlardan öncekiler de aynen böyle yaptılar. Resullere düşen, açık bir tebliğden başkası değildir. |
Abdulbaki Gölpınarlı | Şirk koşanlar, Allah dileseydi dediler, ne biz ondan başka birşeye tapardık, ne atalarımız taparlardı; ne de emri olmadan birşeyi haram sayardık. İşte onlardan öncekiler de tıpkı böyle hareket ettiler. Peygamberlere apaçık tebliğden başka ne vazife var ki? |
Ali Bulaç | Şirk koşmakta olanlar dediler ki: "Eğer Allah dileseydi, O'nun dışında hiçbir şeye kulluk etmezdik, biz de, atalarımız da; ve O'nsuz hiçbir şeyi haram kılmazdık." Onlardan öncekiler de böyle yapmıştı. Şu halde elçilere düşen apaçık bir tebliğden başkası mı? |
Süleyman Ateş | (Allah'a) ortak koşanlar, "Allah dileseydi ne biz, ne de atalarımız O'ndan başka bir şeye tapmazdık ve O'nsuz hiçbir şeyi haram kılmazdık!" dediler. Onlardan öncekiler de böyle yapmıştı. Elçilere düşen, yalnız açıkça tebliğ etmek değil midir? |
Önceki [16:34]< >[16:36] Sonraki |