1. [15:64] | veeteynâke bilḥaḳḳi veinnâ leṣâdiḳûn. | وأتيناك بالحق وإنا لصادقون وَأَتَيْنَاكَ بَالْحَقِّ وَإِنَّا لَصَادِقُونَ |
---|
Elmalılı | "Sana gerçeği getirdik; biz elbette doğru söylüyoruz." |
Y. Ali | "We have brought to thee that which is inevitably due, and assuredly we tell the truth.
|
Words | | وأتيناك - And we have come to you| بالحق - with the truth,| وإنا - and indeed, we| لصادقون - surely (are) truthful.| |
Pickthal | And bring thee the Truth, and lo! we are truth-tellers. |
Arberry | We have come to thee with the truth, and assuredly we speak truly. |
Shakir | And we have come to you with the truth, and we are most surely truthful. |
Free Minds | "And we have come to you with the truth, and we are forthcoming." |
Qaribullah | We bring you the truth, and indeed we are truthful. |
Asad | and we are bringing thee the certainty [of its fulfilment] :4s for, behold, we are speaking the truth indeed. |
Diyanet Vakfı | Sana gerçeği getirdik; biz, hakikaten doğru söyleyenleriz. |
Diyanet | "Biz sana sadece şüphe edip durdukları azabı getirdik. Sana gerçekle geldik. Şüphesiz biz doğru söyleyenleriz. Artık, geceleyin bir ara, aileni yola çıkar, sen de arkalarından git; hiçbiriniz arkaya bakmasın; emrolunduğunuz yere doğru yürüyün" dediler. |
Edip Yüksel | "Sana gerçeği getirdik, biz elbette doğru konuşuyoruz." |
Suat Yıldırım | “Yok” dediler, “Biz sana, onların şüphe ettikleri cezayı getirdik ve sana emr-i Hak ile geldik, emin ol biz sadık kimseleriz.Hemen gecenin sonunda aileni yola çıkar, sen de arkalarından git, içinizden hiç kimse dönüp ardına bakmasın, size emredilen yere geçin gidin.” [15,8; 11,65] |
Yaşar Nuri Öztürk | "Sana gerçeği getirdik. Biz, özü-sözü doğru olanlarız." |
Abdulbaki Gölpınarlı | O gerçek haberle geldik sana ve biz doğru sözlüyüz. |
Ali Bulaç | "Sana gerçeği getirdik, biz şüphesiz doğru söyleyenleriz." |
Süleyman Ateş | Sana gerçeği getirdik, biz elbette doğru söyleyenleriz! |
Önceki [15:63]< >[15:65] Sonraki |