1. [12:86] | ḳâle innemâ eşkû beŝŝî veḥuznî ile-llâhi vea`lemü mine-llâhi mâ lâ ta`lemûn. | قال إنما أشكو بثي وحزني إلى الله وأعلم من الله ما لا تعلمون قَالَ إِنَّمَا أَشْكُو بَثِّي وَحُزْنِي إِلَى اللّهِ وَأَعْلَمُ مِنَ اللّهِ مَا لاَ تَعْلَمُونَ |
---|
Elmalılı | Dedi ki: "Ben hüznümü, kederimi ancak Allah'a şikayet ederim ve Allah tarafından sizin bilmediğiniz şeyleri de bilirim." |
Y. Ali | He said: "I only complain of my distraction and anguish to Allah, and I know from Allah that which ye know not...
|
Words | | قال - He said,| إنما - "Only| أشكو - I complain| بثي - (of) my suffering| وحزني - and my grief| إلى - to| الله - Allah,| وأعلم - and I know| من - from| الله - Allah| ما - what| لا - not| تعلمون - you know.| |
Pickthal | He said: I expose my distress and anguish only unto Allah, and I know from Allah that which ye know not. |
Arberry | He said, 'I make complaint of my anguish and my sorrow unto God; I know from God that you know not. |
Shakir | He said: I only complain of my grief and sorrow to Allah, and I know from Allah what you do not know. |
Free Minds | He said: "I merely complain my grief and sorrow to God, and I know from God what you do not know." |
Qaribullah | He replied: 'I complain to Allah of my anguish and sadness. I know from Allah what you do not know. |
Asad | He answered: "It is only to God that I complain of my deep grief and my sorrow: for I know, from God, something that you do not know.8' |
Diyanet Vakfı | (Ya'kub:) Ben sadece gam ve kederimi Allah'a arzediyorum. Ve ben sizin bilemiyeceğiniz şeyleri Allah tarafından (vahiy ile) biliyorum, dedi. |
Diyanet | Yakup: "Ben üzüntü ve tasamı yalnız Allah'a açarım. Allah katından, sizin bilmediklerinizi bilirim" dedi. |
Edip Yüksel | "Ben kahrımı ve tasamı ancak ALLAH'a şikayet ederim, sizin bilmediğinizi ALLAH'tan biliyorum," dedi. |
Suat Yıldırım | “Ben” dedi, “sıkıntımı, keder ve hüznümü sadece Allah'a arz ediyorum. Hem sizin bilemediğiniz birçok şeyi Allah tarafından vahiy yolu ile biliyorum.” |
Yaşar Nuri Öztürk | Dedi ki: "Ben, içimi doldurup taşan özlemimi, kederimi Allah'a arz ederim. Ve Allah'ın yardımıyla sizin bilmediğiniz şeyleri bilirim." |
Abdulbaki Gölpınarlı | Ben dedi, taşan derdimi, kederimi ancak Allah'a arzetmedeyim ve Allah tarafından sizin bilmediğiniz şeyleri biliyorum ben. |
Ali Bulaç | Dedi ki: "Ben, dayanılmaz kahrımı ve üzüntümü yalnızca Allah'a şikayet ediyorum. Ben Allah'tan (bir bilgi olarak) sizin bilmediğinizi de biliyorum." |
Süleyman Ateş | Ben üzüntü ve tasamı yalnız Allah'a arz ederim ve Allah tarafından, sizin bilmediğiniz şeyleri bilirim. dedi. |
Önceki [12:85]< >[12:87] Sonraki |