1. [12:54] | veḳâle-lmelikü-'tûnî bihî estaḫliṣhü linefsî. felemmâ kellemehû ḳâle inneke-lyevme ledeynâ mekînün emîn. | وقال الملك ائتوني به أستخلصه لنفسي فلما كلمه قال إنك اليوم لدينا مكين أمين وَقَالَ الْمَلِكُ ائْتُونِي بِهِ أَسْتَخْلِصْهُ لِنَفْسِي فَلَمَّا كَلَّمَهُ قَالَ إِنَّكَ الْيَوْمَ لَدَيْنَا مَكِينٌ أَمِينٌ |
---|
Elmalılı | Hükümdar dedi ki: "Onu bana getirin, kendime tahsis edeyim." Sonra onunla konuşunca da: "Sen bugün yanımızda gerçekten büyük bir mevki sahibisin, güvenilir birisin" dedi. | Y. Ali | So the king said: "Bring him unto me; I will take him specially to serve about my own person." Therefore when he had spoken to him, he said: "Be assured this day, thou art, before our own presence, with rank firmly established, and fidelity fully proved!
| Words | | وقال - And said| الملك - the king,| ائتوني - "Bring him to me;| به - "Bring him to me;| أستخلصه - I will select him| لنفسي - for myself."| فلما - Then when| كلمه - he spoke to him,| قال - he said,| إنك - "Indeed, you| اليوم - (are) today| لدينا - with us| مكين - firmly established| أمين - (and) trusted."| | Pickthal | And the king said: Bring him unto me that I may attach him to my person. And when he had talked with him he said: Lo! thou art to-day in our presence established and trusted. | Arberry | The king said, 'Bring him to me! I would attach him to my person.' Then, when he had spoken with him, he said, 'Today thou art established firmly in our favour and in our trust.' | Shakir | And the king said: Bring him to me, I will choose him for myself. So when he had spoken with him, he said: Surely you are in our presence today an honorable, a faithful one. | Free Minds | And the King said: "Bring him to me so that I may employ him to my person." So when he spoke to him, he said: "Today you are with us in high rank and trusted." | Qaribullah | The king said: 'Bring him before me. I will assign him to myself. ' And when he had spoken with him he said: 'Today, you are firmly established in both our favor and trust. ' | Asad | And the King said: "Bring him unto me, so that I may attach him to my own person." And when he had spoken with him, [the King] said: "Behold, [from] this day thou shalt be of high standing with us, invested with all trust!" | Diyanet Vakfı | Kral dedi ki: Onu bana getirin, onu kendime özel danışman edineyim. Onunla konuşunca: Bugün sen yanımızda yüksek makam sahibi ve güvenilir birisin, dedi. | Diyanet | Hükümdar: "Onu bana getirin, yanıma alayım" dedi. Onunla konuşunca: "Bugün senin yanımızda önemli bir yerin ve güvenilir bir durumun vardır." dedi. | Edip Yüksel | Kral dedi ki: "Getirin onu, yanımda çalışması için onu atayayım" Kendisiyle konuşup görüşünce, "Sen artık bugün yanımızda önemli bir makamı olan güvenilir birisin," dedi. | Suat Yıldırım | Hükümdâr: “Onu yanıma getirin, özel danışman edineyim.” dedi. Onunla konuştuktan sonra da: “Sen artık bundan böyle, nezdimizde yüksek bir makam sahibi, tam itimad edilen bir müsteşarsın.” dedi. | Yaşar Nuri Öztürk | Kral dedi ki: "Onu bana getirin, kendime özel dost edineyim." Yusuf'la konuşunca da şöyle dedi: "Artık bugün yanımızda mevkii olan, güvenilir bir dostsun." | Abdulbaki Gölpınarlı | Padişah, onu tapıma getirin de dedi, kendime öz yakınım edineyim onu. Yusuf'la konuşunca da gerçekten de dedi, bugün sen büyük bir mevki sahibisin, emin bir adamsın. | Ali Bulaç | Hükümdar dedi ki: "Onu bana getirin, onu kendime bağlı kılayım." Onunla konuştuğunda da (şöyle) dedi: "Sen bugün bizim yanımızda (artık) önemli bir yer sahibisin, güvenilir (bir danışman-yönetici)sin." | Süleyman Ateş | Kral: "Onu bana getirin, dedi, onu kendime özel (dost) yapayım!" Kendisiyle konuş(up ondaki olgunluğu gör)ünce (Yusuf'a): "Sen, dedi, artık bugün yanımızda mevki sahibi, güvenilir(bir kimse)sin. | Önceki [12:53]< >[12:55] Sonraki |
|