1. [12:111] | leḳad kâne fî ḳaṣaṣihim `ibratül liüli-l'elbâb. mâ kâne ḥadîŝey yüfterâ velâkin taṣdîḳa-lleẕî beyne yedeyhi vetefṣîle külli şey'iv vehüdev veraḥmetel liḳavmiy yü'minûn. | لقد كان في قصصهم عبرة لأولي الألباب ما كان حديثا يفترى ولكن تصديق الذي بين يديه وتفصيل كل شيء وهدى ورحمة لقوم يؤمنون لَقَدْ كَانَ فِي قَصَصِهِمْ عِبْرَةٌ لِّأُوْلِي الْأَلْبَابِ مَا كَانَ حَدِيثًا يُفْتَرَى وَلَـكِن تَصْدِيقَ الَّذِي بَيْنَ يَدَيْهِ وَتَفْصِيلَ كُلَّ شَيْءٍ وَهُدًى وَرَحْمَةً لِّقَوْمٍ يُؤْمِنُونَ |
---|
Elmalılı | Gerçekten de onların kıssalarında üstün akıllılar için bir ibret vardır. Bu Kur'ân uydurulmuş herhangi bir söz değildir. Lâkin kendisinden önce gelen kitapların tasdiki her şeyin ayrıntılarıyla açıklayıcısı ve iman edecek bir kavim için hidayet ve rahmettir. | Y. Ali | There is, in their stories, instruction for men endued with understanding. It is not a tale invented, but a confirmation of what went before it,- a detailed exposition of all things, and a guide and a mercy to any such as believe.
| Words | | لقد - Verily,| كان - (there) is| في - in| قصصهم - their stories| عبرة - a lesson| لأولي - for men| الألباب - (of) understanding.| ما - Not| كان - (it) is| حديثا - a narration| يفترى - invented,| ولكن - but| تصديق - a confirmation| الذي - (of that) which| بين - (was) before it| يديه - (was) before it| وتفصيل - and a detailed explanation| كل - (of) all| شيء - things,| وهدى - and a guidance| ورحمة - and mercy| لقوم - for a people| يؤمنون - who believe.| | Pickthal | In their history verily there is a lesson for men of understanding. It is no invented story but a confirmation of the existing (Scripture) and a detailed explanation of everything, and a guidance and a mercy for folk who believe. | Arberry | In their stories is surely a lesson to men possessed of minds; it is not a tale forged, but a confirmation of what is before it, and a distinguishing of every thing, and a guidance, and a mercy to a people who believe. | Shakir | In their histories there is certainly a lesson for men of understanding. It is not a narrative which could be forged, but a verification of what is before it and a distinct explanation of all things and a guide and a mercy to a people who believe. | Free Minds | In their stories is a lesson for the people of intelligence. It was not a narration that was invented, but an authentication of what is already present and a detailing of all things, and a guidance and mercy to a people who believe. | Qaribullah | Indeed, in their stories is a lesson for those of understanding. This is no forged tale, rather, it is a confirmation of the previous, a distinguishing of all things, a guidance and a mercy to a nation who believe. | Asad | Indeed, in the stories of these men 108 there is a lesson for those who are endowed with insight. [As for this revelation,"] it could not possibly be a discourse invented [by man]: nay indeed," | Diyanet Vakfı | Andolsun onların (geçmiş peygamberler ve ümmetlerinin) kıssalarında akıl sahipleri için pek çok ibretler vardır. (Bu Kur'an) uydurulabilecek bir söz değildir. Fakat o, kendinden öncekileri tasdik eden, her şeyi açıklayan (bir kitaptır); iman eden toplum için bir rahmet ve bir hidayettir. | Diyanet | And olsun ki, peygamberlerin kıssalarında, aklı olanlar için ibretler vardır. Kuran uydurulabilen bir söz değildir. Fakat kendinden önceki Kitapları tasdik eden, inanan millete her şeyi açıklayan, doğru yolu gösteren bir rehber ve rahmettir. | Edip Yüksel | Onların tarihinde, bilinç sahipleri için bir ders vardır. Bu, uydurma bir hadis değil; fakat kendisinden öncekilerin doğrulayıcısı, herşeyin detaylı açıklaması ve inananlar için bir hidayet ve Rahmettir. | Suat Yıldırım | Peygamberlerin kıssalarında elbette tam akıl sahipleri için alacak dersler vardır.İyi bilin ki, bu Kur'ân uydurulmuş bir söz değildir.Sadece daha önceki kitapları tasdik eden, dine ait her şeyi açıklayan, iman edecek kimseler için hidâyet, rehber ve rahmettir. | Yaşar Nuri Öztürk | Yemin olsun ki, resullerin hikâyelerinde, aklını ve gönlünü çalıştıranlar için bir ibret vardır. Bu Kur'an, uydurulacak bir hadis/bir söz değildir; aksine o, önündekini tasdikleyici, her şeyi ayrıntılı kılıcıdır. İnanan bir topluluk için de bir kılavuz ve bir rahmettir. | Abdulbaki Gölpınarlı | Andolsun ki onların hikayelerinde akıl ve dirayet sahiplerine ibretler var. Uydurulmuş bir söz değil, önceki kitapları gerçekleyen ve her şeyi bildiren bir söz bu ve inanan topluluğa da hidayet ve rahmet. | Ali Bulaç | Andolsun, onların kıssalarında temiz akıl sahipleri için ibretler vardır. (Bu Kur'an) düzüp uydurulacak bir söz değildir, ancak kendinden öncekilerin doğrulayıcısı, herşeyin 'çeşitli biçimlerde açıklaması' ve iman edecek bir topluluk için bir hidayet ve rahmettir. | Süleyman Ateş | Elbette onların hikayelerinde akıl sahipleri için ibret vardır. Bu (Kur'an), uydurulacak bir söz değildir; ancak kendinden önceki(Hak Kitabı)nın doğrulanması, her şeyin açıklaması; inananlar için bir kılavuz ve rahmettir. | Önceki [12:110]< >[13:1] Sonraki |
|