1. [11:100] | ẕâlike min embâi-lḳurâ neḳuṣṣuhû `aleyke minhâ ḳâimüv veḥaṣîd. | ذلك من أنباء القرى نقصه عليك منها قائم وحصيد ذَلِكَ مِنْ أَنبَاءِ الْقُرَى نَقُصُّهُ عَلَيْكَ مِنْهَا قَآئِمٌ وَحَصِيدٌ |
---|
Elmalılı | İşte bu helâk olmuş memleketlerin önemli haberlerindendir. Sana onu kıssa olarak anlatıyoruz. Onlardan yerinde duranlar da var, biçilenler (yok olup gidenler) de. |
Y. Ali | These are some of the stories of communities which We relate unto thee: of them some are standing, and some have been mown down (by the sickle of time).
|
Words | | ذلك - That| من - (is) from| أنباء - (the) news| القرى - (of) the cities| نقصه - (which) We relate| عليك - to you;| منها - of them,| قائم - some are standing| وحصيد - and (some) mown.| |
Pickthal | That is (something) of the tidings of the townships (which were destroyed of old). We relate it unto thee (Muhammad). Some of them are standing and some (already) reaped. |
Arberry | That is of the tidings of the cities We relate to thee; some of them are standing and some stubble. |
Shakir | This is an account of (the fate of) the towns which We relate to you; of them are some that stand and (others) mown down. |
Free Minds | That is from the news of the towns which We relate to you; some are still standing and some have been wiped-out. |
Qaribullah | That, which We have related to you, is the news of the villages; some of them still stand, whereas others are stubble. |
Asad | THIS ACCOUNT of the [fate of those ancient] communities - some of them still remaining, and somee [extinct like] a field mown-down - We convey unto thee [as a lesson for mankind]: |
Diyanet Vakfı | (Ey Muhammed!) İşte bu, (halkı helak olmuş) memleketlerin haberlerindendir. Biz onu sana anlatıyoruz; onlardan (bugüne kadar izleri) kalan da vardır, biçilmiş ekin (gibi yok olan) da vardır. |
Diyanet | Bu sana anlattıklarımız, kasabaların başından geçenlerdir. Onların bir kısmı hala duruyor, bir kısmı ise silinip gitmiştir. |
Edip Yüksel | Sana bu aktardıklarımız, o kentlerin haberlerindendir. Onlardan kimi hala ayakta, kimi de biçilmiştir. |
Suat Yıldırım | İşte sana bildirdiğimiz bu haberler, helâk olmuş diyarların haberleri.Onların kiminin izleri hâlâ dururken, kimi biçilmiş ekin gibi yok olmuştur. |
Yaşar Nuri Öztürk | İşte bunlar o kentlerin/medeniyetlerin haberlerinden bir kısmı, anlatıyoruz sana. Kimi hâlâ ayakta onların, kimi kökünden biçilip gitmiştir. |
Abdulbaki Gölpınarlı | Bunlar, maceralarını sana hikaye ettiğimiz şehirlere ait haberler; o şehirlerden harabeleri hala duranlar var, biçilmiş ekin gibi yerle bir olanlar, eseri bile kalmayanlar var. |
Ali Bulaç | Bunlar, sana doğru haber (kıssa) olarak aktardığımız (geçmişteki) nesillerin haberleridir. Onlardan kimi ayakta kalmış, (hala izleri var, kimi de) biçilmiş ekin (gibi yerlebir edilmiş, kalıntısı silinmiş) dir. |
Süleyman Ateş | (Ey Muhammed), bu sana anlattıklarımız, o kentlerin haberlerinden(başlarına gelen olaylardan)dır. Onlardan kimi hala ayakta, kimi de biçilmiştir. |
Önceki [11:99]< >[11:101] Sonraki |