1. [100:9] | efelâ ya`lemü iẕâ bü`ŝira mâ fi-lḳubûr. | أفلا يعلم إذا بعثر ما في القبور أَفَلَا يَعْلَمُ إِذَا بُعْثِرَ مَا فِي الْقُبُورِ |
---|
Elmalılı | Bilmiyor mu ki, kabirlerin içindekiler fırlatılacak. |
Y. Ali | Does he not know,- when that which is in the graves is scattered abroad
|
Words | | أفلا - But does not| يعلم - he know| إذا - when| بعثر - will be scattered| ما - what| في - (is) in| القبور - the graves,| |
Pickthal | Knoweth he not that, when the contents of the graves are poured forth |
Arberry | Knows he not that when that which is in the tombs is over-thrown, |
Shakir | Does he not then know when what is in the graves is raised, |
Free Minds | Does he not realise that when what is in the graves are scattered. |
Qaribullah | Does he not know that when that which is in the graves is overthrown, |
Asad | But does he not know that [on the Last Day,] when all that is in the graves is raised and brought out, |
Diyanet Vakfı | Kabirlerde bulunanların diriltilip dışarı atıldığını düşünmez mi? |
Diyanet | İnsan, kabirlerde bulunanların çıkarılacağı ve kalblerde olanların ortaya konulacağı bir zamanın geleceğini bilmez mi? |
Edip Yüksel | Bilmez mi ki, mezardakiler ortaya atıldığı, |
Suat Yıldırım | Peki o insan, kendisinin ve malının âkıbetini hâlâ bilip anlamayacak mı?Kabirlerde olanlar diriltilip dışarı atıldığı zaman, sinelerin içinde bulunan her şey derlenip ortaya konulduğu zaman, |
Yaşar Nuri Öztürk | Bilmez mi ki o, kabirler içindekiler dışarı fırlatıldığında, |
Abdulbaki Gölpınarlı | Fakat bilmez mi ki kabirlerdekiler, dışarı çıkınca. |
Ali Bulaç | Yine de bilmeyecek mi? Kabirlerde olanların 'deşilip dışa atıldığı,' |
Süleyman Ateş | Bilmez mi o, kabirlerde olanlar dışarı atıldığı, |
Önceki [100:8]< >[100:10] Sonraki |