1. [10:97] | velev câethüm küllü âyetin ḥattâ yeravu-l`aẕâbe-l'elîm. | ولو جاءتهم كل آية حتى يروا العذاب الأليم وَلَوْ جَاءَتْهُمْ كُلُّ آيَةٍ حَتَّى يَرَوُاْ الْعَذَابَ الْأَلِيمَ |
---|
Elmalılı | Onlara bütün mucizeler hep birden gelse, yine de o acıklı azabı görünceye kadar inanmazlar. |
Y. Ali | Even if every Sign was brought unto them,- until they see (for themselves) the penalty grievous.
|
Words | | ولو - Even if| جاءتهم - comes to them| كل - every| آية - Sign| حتى - until| يروا - they see| العذاب - the punishment -| الأليم - the painful.| |
Pickthal | Though every token come unto them, till they see the painful doom. |
Arberry | though every sign come to them, till they see the painful chastisement. |
Shakir | Though every sign should come to them, until they witness the painful chastisement. |
Free Minds | Even if every sign were to come to them; until they see the painful retribution. |
Qaribullah | even though every sign comes to them, until they see the painful punishment. |
Asad | even though every sign [of the truth] should come within their ken - until they behold the grievous suffering [that awaits them in the life to come]. |
Diyanet Vakfı | Kendilerine (istedikleri) bütün mucizeler gelmiş olsa bile, elem verici azabı görünceye kadar inanmayacaklardır. |
Diyanet | Doğrusu Rabbinin söz verdiği azabı hak edenler, can yakıcı azabı görene kadar kendilerine her türlü belge gelse bile inanmazlar. |
Edip Yüksel | Onlara her çeşit mucize gelse bile, acı azabı görünceye kadar (inanmazlar). |
Suat Yıldırım | (Kâfir olarak ölüp cehenneme gideceklerine dair) haklarında Rabbinin hükmü kesinleşmiş olanlar, her türlü mûcize de önlerine gelse, gayet acı azabı görmedikçe iman etmezler. [10,88] |
Yaşar Nuri Öztürk | Tüm ayetler onlara gelse bile. Ta, o korkunç azabı görünceye kadar. |
Abdulbaki Gölpınarlı | Kendilerine her çeşit deliller, mucizeler gösterilse de elemli azabı görmedikçe. |
Ali Bulaç | Onlara her ayet getirilse bile. Acı azabı görünceye kadar. |
Süleyman Ateş | Onlara bütün ayetler gelmiş olsa bile, acı azabı görünceye kadar (inanmazlar). |
Önceki [10:96]< >[10:98] Sonraki |