1. [98:5] | vemâ ümirû illâ liya`büdü-llâhe muḫliṣîne lehü-ddîne ḥunefâe veyüḳîmu-ṣṣalâte veyü'tü-zzekâte veẕâlike dînü-lḳayyimeh. | وما أمروا إلا ليعبدوا الله مخلصين له الدين حنفاء ويقيموا الصلاة ويؤتوا الزكاة وذلك دين القيمة وَمَا أُمِرُوا إِلَّا لِيَعْبُدُوا اللَّهَ مُخْلِصِينَ لَهُ الدِّينَ حُنَفَاءَ وَيُقِيمُوا الصَّلَاةَ وَيُؤْتُوا الزَّكَاةَ وَذَلِكَ دِينُ الْقَيِّمَةِ |
---|
Elmalılı | Halbuki onlar, dini sadece Allah'a tahsis ederek, Allah'ı birleyerek, ancak Allah'a ibadet etmekle, namazı kılmakla ve zekatı vermekle emrolunmuşlardır. İşte dosdoğru din budur. | Y. Ali | And they have been commanded no more than this: To worship Allah, offering Him sincere devotion, being true (in faith); to establish regular prayer; and to practise regular charity; and that is the Religion Right and Straight.
| Words | | وما - And not| أمروا - they were commanded| إلا - except| ليعبدوا - to worship| الله - Allah| مخلصين - (being) sincere| له - to Him| الدين - (in) the religion,| حنفاء - upright,| ويقيموا - and to establish| الصلاة - the prayer,| ويؤتوا - and to give| الزكاة - the zakah| وذلك - And that| دين - (is the) religion| القيمة - the correct.| | Pickthal | And they are ordered naught else than to serve Allah, keeping religion pure for Him, as men by nature upright, and to establish worship and to pay the poor-due. That is true religion. | Arberry | They were commanded only to serve God, making the religion His sincerely, men of pure faith, and to perform the prayer, and pay the alms -- that is the religion of the True. | Shakir | And they were not enjoined anything except that they should serve Allah, being sincere to Him in obedience, upright, and keep up prayer and pay the poor-rate, and that is the right religion. | Free Minds | And they were not commanded except to serve God and be loyal to His system, monotheists, and hold the contact-method and contribute towards betterment. Such is the valuable system. | Qaribullah | Yet they were ordered to worship Allah alone, making the Religion His sincerely, upright, and to establish their prayers and to pay the obligatory charity. That is indeed the Religion of Straightness. | Asad | And withal, they were not enjoined aught but that they should worship God, sincere in their faith in Him alone, turning away from all that is false; 5 and that they should be constant in prayer; and that they should spend in charity: 6 for this is a moral law endowed with ever-true soundness and clarity. | Diyanet Vakfı | Halbuki onlara ancak, dini yalnız O'na has kılarak ve hanifler olarak Allah'a kulluk etmeleri, namaz kılmaları ve zekat vermeleri emrolunmuştu. Sağlam din de budur. | Diyanet | Oysa onlar, doğruya yönelerek, dini yalnız Allah'a has kılarak O'na kulluk etmek, namazı kılmak ve zekatı vermekle emrolunmuşlardı. Dosdoğru olan din de budur. | Edip Yüksel | Oysa onlardan, dini sadece ALLAH'a ait kılan tektanrıcılar (monoteist) olarak O'na kulluk etmeleri, namazı gözetmeleri ve zekatı vermeleri istenmişti. İşte dosdoğru din budur. | Suat Yıldırım | Halbuki onlara, şirkten uzak olarak yalnız Allah'a ibadet etmeleri, namazı hakkıyla ifâ etmeleri, zekâtı vermeleri emredilmişti. İşte sağlam, dosdoğru din budur. [21,25; 16,36] | Yaşar Nuri Öztürk | Oysaki onlara, dini yalnız O'na özgüleyerek, dosdoğru yürüyen kişiler halinde sadece Allah'a ibadet etmeleri, namazı/duayı yerine getirmeleri, zekâtı vermeleri emredilmişti. İşte budur doğru, eskimez ve aşınmaz din. | Abdulbaki Gölpınarlı | Ve ancak özleri halis olarak ve onun gerçek dinine uyarak Allah'a kulluk etmeleri emredildi onlara, doğru olmaları emredildi ve namaz kılmaları ve zekat vermeleri ve işte budur hükümleri sabit doğru kitaplardaki din de. | Ali Bulaç | Oysa onlar, dini yalnızca O'na halis kılan hanifler (Allah'ı birleyenler) olarak sadece Allah'a kulluk etmek, namazı dosdoğru kılmak ve zekatı vermekten başkasıyla emrolunmadılar. İşte en doğru (dimdik ve sapasağlam) din budur. | Süleyman Ateş | Oysa kendilerine, dini yalnız Allah'a halis kılıp O'nu birleyerek Allah'a kulluk etmeleri, namazı kılmaları, zekatı vermeleri emredilmişti. İşte doğru din oydu. | Önceki [98:4]< >[98:6] Sonraki |
|