1. [9:45] | innemâ yeste'ẕinüke-lleẕîne lâ yü'minûne billâhi velyevmi-l'âḫiri vertâbet ḳulûbühüm fehüm fî raybihim yeteraddedûn. | إنما يستأذنك الذين لا يؤمنون بالله واليوم الآخر وارتابت قلوبهم فهم في ريبهم يترددون إِنَّمَا يَسْتَأْذِنُكَ الَّذِينَ لاَ يُؤْمِنُونَ بِاللّهِ وَالْيَوْمِ الْآخِرِ وَارْتَابَتْ قُلُوبُهُمْ فَهُمْ فِي رَيْبِهِمْ يَتَرَدَّدُونَ |
---|
Elmalılı | Senden izin isteyenler, olsa olsa Allah'a ve ahiret gününe inanmayanlar olabilir. Onların kalbleri hep işkillidir. Bundan dolayı şüphe içinde bocalayıp dururlar. |
Y. Ali | Only those ask thee for exemption who believe not in Allah and the Last Day, and whose hearts are in doubt, so that they are tossed in their doubts to and fro.
|
Words | | إنما - Only| يستأذنك - ask your leave| الذين - those who| لا - (do) not| يؤمنون - believe| بالله - in Allah| واليوم - and the Day| الآخر - the Last,| وارتابت - and (are in) doubts| قلوبهم - their hearts,| فهم - so they| في - in| ريبهم - their doubts| يترددون - they waver.| |
Pickthal | They alone ask leave of thee who believe not in Allah and the Last Day, and whose hearts feel doubt, so in their doubt they waver. |
Arberry | They only ask leave of thee who believe not in God and the Last Day, those whose hearts are filled with doubt, so that in their doubt they go this way and that. |
Shakir | They only ask leave of you who do not believe in Allah and the latter day and their hearts are in doubt, so in their doubt do they waver. |
Free Minds | Those who ask leave are the ones who do not believe in God and the Last Day, and their hearts are in doubt. In their doubts they are wavering. |
Qaribullah | Only those who ask your permission do not believe in Allah and the Last Day and whose hearts are filled with doubt. And in their doubt, they waiver. |
Asad | only those ask thee for exemption who do not [truly] believe in God and the Last Day and whose hearts have become a prey to doubt, so that in their doubting they waver between one thing and another. |
Diyanet Vakfı | Ancak Allah'a ve ahiret gününe inanmayan, kalpleri şüpheye düşüp, kuşkuları içinde bocalayanlar senden izin isterler. |
Diyanet | Ancak Allah'a ve ahiret gününe inanmayan, kalbleri şüpheye düşüp şüphelerinde bocalayan kimseler senden izin isterler. |
Edip Yüksel | Ancak ALLAH'a ve ahiret gününe inanmıyanlar senden izin ister. Kalpleri kuşku ile doludur. Onlar kuşkuları içinde bocalamaktadırlar. |
Suat Yıldırım | Senden katılmamak için izin isteyenler sadece Allah'ı ve âhireti tasdik etmeyenler, kalpleri şüphe ile çalkalanıp şüpheleri içinde bocalayıp duranlardır. |
Yaşar Nuri Öztürk | Ancak Allah'a ve âhiret gününe inanmayanlar, kalpleri kuşkuyla karışmış olup da işkilleri içinde çalkanıp duranlar, sefere katılmak için senden izin isterler. |
Abdulbaki Gölpınarlı | Senden ancak Allah'a ve son güne inanmayıp yürekleri şüpheye düşenler ve şüpheleri içinde tereddüde düşüp bocalayanlar izin isterler. |
Ali Bulaç | Senden, yalnızca Allah'a ve ahiret gününe inanmayan, kalpleri kuşkuya kapılıp, kuşkularında kararsızlığa düşenler izin ister. |
Süleyman Ateş | Ancak Allah'a ve ahiret gününe inanmayan, kalbleri kuşkuya düşmüş ve şüpheleri içinde bocalayıp duranlar, (geri kalmak için) senden izin isterler. |
Önceki [9:44]< >[9:46] Sonraki |