1. [7:168] | veḳaṭṭa`nâhüm fi-l'arḍi ümemâ. minhümu-ṣṣâliḥûne veminhüm dûne ẕâlik. vebelevnâhüm bilḥasenâti vesseyyiâti le`allehüm yerci`ûn. | وقطعناهم في الأرض أمما منهم الصالحون ومنهم دون ذلك وبلوناهم بالحسنات والسيئات لعلهم يرجعون وَقَطَّعْنَاهُمْ فِي الْأَرْضِ أُمَمًا مِّنْهُمُ الصَّالِحُونَ وَمِنْهُمْ دُونَ ذَلِكَ وَبَلَوْنَاهُمْ بِالْحَسَنَاتِ وَالسَّيِّئَاتِ لَعَلَّهُمْ يَرْجِعُونَ |
---|
Elmalılı | Ve onları yeryüzünde birçok ümmetlere ayırdık. İçlerinde iyi olanları da vardı, olmayanları da. Onları biz, bazan nimetlerle, bazan da musibetlerle imtihana çektik. Sonunda belki hakka dönerler diye. |
Y. Ali | We broke them up into sections on this earth. There are among them some that are the righteous, and some that are the opposite. We have tried them with both prosperity and adversity: In order that they might turn (to us).
|
Words | | وقطعناهم - And We divided them| في - in| الأرض - the earth| أمما - (as) nations.| منهم - Among them| الصالحون - (are) the righteous| ومنهم - and among them| دون - (are) other than| ذلك - that.| وبلوناهم - And We tested them| بالحسنات - with the good| والسيئات - and the bad,| لعلهم - so that they may| يرجعون - return.| |
Pickthal | And We have sundered them in the earth as (separate) nations. Some of them are righteous, and some far from that. And We have tried them with good things and evil things that haply they might return. |
Arberry | And We cut them up into nations in the earth, some of them righteous, and some of them otherwise; and We tried them with good things and evil, that haply they should return. |
Shakir | And We cut them up on the earth into parties, (some) of them being righteous and (others) of them falling short of that, and We tried them with blessings and misfortunes that they might turn. |
Free Minds | And We divided them through the land as nations. From them are the upright, and from them are other than that. And We tested them with good things and bad, perhaps they will return. |
Qaribullah | We dispersed them through the earth in nations some were righteous, others were not, and tested them with good and evil in order that they return. |
Asad | And We dispersed them as [separate] communities all over the earth; some of them were righteous, and some of them less than that: and the latter We tried with blessings as well as with afflictions, so that they might mend their ways. " |
Diyanet Vakfı | Onları (yahudileri) gurup gurup yeryüzüne dağıttık. Onlardan iyi kimseler vardır, yine onlardan bundan aşağıda olanları da vardır. (Kötülüklerinden) belki dönerler diye onları iyilik ve kötülüklerle imtihan ettik. |
Diyanet | Biz onları yeryüzünde iyiler ve aşağılıklar olarak bölük bölük ayırdık; iyiliğe dönerler diye onları güzellikler ve kötülüklerle sınadık. |
Edip Yüksel | Onları yeryüzünde topluluklara ayırdık. Bir kısmı iyi, diğer bir kısmı ise aşağılık durumdaydı. Dönerler diye onları iyilikler ve kötülüklerle sınadık. |
Suat Yıldırım | Onları parça parça topluluklar halinde dünyanın her yerine dağıttık. Aralarında iyi kimseler de vardı, iyi olmayanlar da.Kötülüklerden dönüş yaparlar diye onları gâh nimetler, gâh musîbetlerle imtihan ettik. |
Yaşar Nuri Öztürk | Ve onları yeryüzünde birçok ümmetlere böldük. İçlerinde barışsever iyiler vardı ama böyle olmayan aşağılıklar da vardı. Belki dönerler ümidiyle onları güzeliklerle de kötülüklerle de imtihana çektik. |
Abdulbaki Gölpınarlı | Onları, yeryüzünde takımtakım topluluklar haline getirdik, dağıttık. İçlerinde iyileri var, onlardan daha aşağı derecede bulunanları var. Belki Tanrıya dönerler, itaate girerler diye de onları iyiliklerle, kötülüklerle sınadık. |
Ali Bulaç | Onları yeryüzünde ayrı ayrı topluluklar olarak paramparça dağıttık. Kimileri salih (davranışlarda) bulunuyor, kimileri de bunların dışında olan aşağılıklardır. Onları iyiliklerle ve kötülüklerle imtihan ettik, ki dönsünler. |
Süleyman Ateş | Onları yeryüzünde topluluklara ayırdık. Onlardan kimi iyi kişilerdi, kimi de alçak! Belki dönerler diye onları iyiliklerle de, kötülüklerle de sınadık. |
Önceki [7:167]< >[7:169] Sonraki |