1. [6:97] | vehüve-lleẕî ce`ale lekümü-nnücûme litehtedû bihâ fî żulümâti-lberri velbaḥr. ḳad feṣṣalne-l'âyâti liḳavmiy ya`lemûn. | وهو الذي جعل لكم النجوم لتهتدوا بها في ظلمات البر والبحر قد فصلنا الآيات لقوم يعلمون وَهُوَ الَّذِي جَعَلَ لَكُمُ النُّجُومَ لِتَهْتَدُواْ بِهَا فِي ظُلُمَاتِ الْبَرِّ وَالْبَحْرِ قَدْ فَصَّلْنَا الْآيَاتِ لِقَوْمٍ يَعْلَمُونَ |
---|
Elmalılı | Kara ve denizin karanlıklarında yolunuzu bulasınız diye yıldızları sizin için yaratan O'dur. Şüphesiz biz, bilen bir toplum için âyetleri geniş bir şekilde açıkladık. |
Y. Ali | It is He Who maketh the stars (as beacons) for you, that ye may guide yourselves, with their help, through the dark spaces of land and sea: We detail Our signs for people who know.
|
Words | | وهو - And He| الذي - (is) the One Who| جعل - made| لكم - for you| النجوم - the stars| لتهتدوا - that you may guide yourselves| بها - with them| في - in| ظلمات - the darkness[es]| البر - (of) the land| والبحر - and the sea.| قد - Certainly,| فصلنا - We have made clear| الآيات - the Signs| لقوم - for a people| يعلمون - (who) know.| |
Pickthal | And He it is Who hath set for you the stars that ye may guide your course by them amid the darkness of the land and the sea. We have detailed Our revelations for a people who have knowledge. |
Arberry | It is He who has appointed for you the stars, that by them you might be guided in the shadows of land and sea. We have distinguished the signs for a people who know. |
Shakir | And He it is Who has made the stars for you that you might follow the right way thereby in the darkness of the land and the sea; truly We have made plain the communications for a people who know. |
Free Minds | And He is the One who made for you the stars, to guide you by them in the darkness of the land and the sea. We have explained the signs to a people who know. |
Qaribullah | It is He who has created for you the stars, so that you can be guided by them in the darkness of land and sea. We have made plain Our verses to a nation who know. |
Asad | And He it is who has set up for you the stars so that you might be guided by them in the midst of the deep darkness of land and sea: clearly, indeed, have We spelled out these messages unto people of [innate] knowledge! |
Diyanet Vakfı | O, kara ve denizin karanlıklarında kendileri ile yol bulasınız diye sizin için yıldızları yaratandır. Gerçekten biz, bilen bir toplum için ayetleri geniş geniş açıkladık. |
Diyanet | O, yıldızları kara ve denizin karanlıklarında yol bulasınız diye sizin için var edendir. Bilen millet için ayetleri uzun uzadıya açıkladık. |
Edip Yüksel | Karanın ve denizin karanlıklarında yollarınızı bulasınız diye sizin için yıldızları yaratan O'dur. Bilen bir toplum için ayetleri detaylı olarak açıklamış bulunuyoruz. |
Suat Yıldırım | Karanın ve denizin karanlıkları içinde size yıldızlardan yararlanıp yol bulma imkânı veren O'dur. Gerçekten bilmek, öğrenmek isteyen kimseler için âyetlerimizi açıkça bildirdik. |
Yaşar Nuri Öztürk | Karanın ve denizin karanlıklarında, kendileriyle yol bulmanız için yıldızları hizmetinize veren O'dur! Bilgiden nasipli bir topluluk için ayetleri gerçekten ayrıntılı kılmışızdır. |
Abdulbaki Gölpınarlı | Öyle bir mabuttur ki karada ve denizde, karanlıklar içine dalmışken yolunuzu bulmanız için yıldızları yaratmıştır. Bilen topluluğa delillerimizi apaçık anlatmadayız. |
Ali Bulaç | O, karanın ve denizin karanlıklarından yolunuzu bulmanız için size yıldızları var edendir. Bilebilen bir topluluk için Biz ayetleri birer birer (bölüm bölüm) açıkladık. |
Süleyman Ateş | O'dur ki size, karanın ve denizin karanlıklarında, yıldızlardan yararlanıp yol bulma imkanı verdi. Gerçekten biz, bilen bir toplum için ayetleri geniş geniş açıkladık. |
Önceki [6:96]< >[6:98] Sonraki |