1. [6:89] | ülâike-lleẕîne âteynâhümü-lkitâbe velḥukme vennübüvveh. feiy yekfür bihâ hâülâi feḳad vekkelnâ bihâ ḳavmel leysû bihâ bikâfirîn. | أولئك الذين آتيناهم الكتاب والحكم والنبوة فإن يكفر بها هؤلاء فقد وكلنا بها قوما ليسوا بها بكافرين أُوْلَـئِكَ الَّذِينَ آتَيْنَاهُمُ الْكِتَابَ وَالْحُكْمَ وَالنُّبُوَّةَ فَإِن يَكْفُرْ بِهَا هَـؤُلاَءِ فَقَدْ وَكَّلْنَا بِهَا قَوْمًا لَّيْسُواْ بِهَا بِكَافِرِينَ |
---|
Elmalılı | İşte onlar, kendilerine kitap, hüküm (hikmet ve hükümranlık) ve peygamberlik verdiğimiz kimselerdir. Bunlar, ona inanmayacak olurlarsa, yerlerine, onu tanımamazlık etmiyecek bir toplum getiririz. | Y. Ali | These were the men to whom We gave the Book, and authority, and prophethood: if these (their descendants) reject them, Behold! We shall entrust their charge to a new people who reject them not.
| Words | | أولئك - Those -| الذين - (are) ones whom| آتيناهم - We gave them| الكتاب - the Book| والحكم - and the judgment| والنبوة - and the Prophethood.| فإن - But if| يكفر - disbelieve| بها - in it| هؤلاء - these,| فقد - then indeed,| وكلنا - We have entrusted| بها - it| قوما - (to) a people| ليسوا - who are not| بها - therein| بكافرين - disbelievers.| | Pickthal | Those are they unto whom We gave the Scripture and command and prophethood. But if these disbelieve therein, then indeed We shall entrust it to a people who will not be disbelievers therein. | Arberry | Those are they to whom We gave the Book, the Judgment, the Prophethood; so if these disbelieve in it, We have already entrusted it to a people who do not disbelieve in it. | Shakir | These are they to whom We gave the book and the wisdom and the prophecy; therefore if these disbelieve in it We have already entrusted with it a people who are not disbelievers in it. | Free Minds | Those to whom We have given the Scripture, and the law, and the prophethood, if they reject it, then We will entrust it to a people who will not reject it. | Qaribullah | Those, We have given them the Book, judgment, and prophethood. If these disbelieve it, We have entrusted it to others who do not disbelieve in it. | Asad | [but] it was to them that We vouchsafed revelation, and sound judgment, and prophethood. And now, although the unbelievers may choose to deny these truths," [know that] We have entrusted them to people who will never refuse to acknowledge them- | Diyanet Vakfı | İşte onlar, kendilerine kitap, hikmet ve peygamberlik verdiğimiz kimselerdir. Eğer onlar (kafirler) bunları inkar ederse şüphesiz yerlerine bunları inkar etmeyecek bir toplum getiririz. | Diyanet | Kendilerine kitap, hüküm ve peygamberlik verdiklerimiz işte bunlardır. Kafirler onları inkar ederlerse, inkar etmeyecek bir milleti onlara vekil kılarız. | Edip Yüksel | İşte onlar, kendilerine kitap, hikmet ve peygamberlik verdiklerimizdir. Eğer şu halk, bunları inkar ederse, biz onları inkar etmeyecek bir toplumu yerlerine geçiririz. | Suat Yıldırım | İşte onlar, kendilerine kitap, hikmet, hükümranlık ve nübüvvet verdiğimiz şahsiyetlerdir. Şimdi o müşrikler bu nübüvveti inkâr ederlerse, biz nübüvveti inkâr etmeyip ona sahip çıkan bir topluluk görevlendiririz. | Yaşar Nuri Öztürk | İşte bunlardır kendilerine kitap, hükmetme gücü ve peygamberlik verdiklerimiz. Şimdi şu insanlar bütün bunları inkâr ederlerse biz, bunları inkâr etmeyecek bir topluluğu onlara vekil ederiz. | Abdulbaki Gölpınarlı | Bunlar, kendilerine kitap, hükmetme yetkisi ve peygamberlik verdiğimiz kişilerdir. Kafirler, bunları tanımazlar, inkar ederlerse zaten biz, kafir olmayacak bir topluluğu onların yerine geçmeye memur etmişizdir. | Ali Bulaç | Bunlar, kendilerine kitap, hikmet ve peygamberlik verdiklerimizdir. Eğer bunları tanımayıp-küfre sapıyorlarsa, andolsun, Biz buna (karşı) inkara sapmayan bir topluluğu vekil kılmışızdır. | Süleyman Ateş | İşte onlar, kendilerine Kitap, hüküm ve peygamberlik verdiğimiz kimselerdir. Şimdi şunlar, (yani Kureyş kavmi), bunları inkar ederse, (bilsinler ki) biz, bunları inkar etmeyecek (koruyacak) bir toplumu, bunlara vekil bırakmışızdır. | Önceki [6:88]< >[6:90] Sonraki |
|