1. [56:57] | naḥnü ḫalaḳnâküm felevlâ tüṣaddiḳûn. | نحن خلقناكم فلولا تصدقون نَحْنُ خَلَقْنَاكُمْ فَلَوْلَا تُصَدِّقُونَ |
---|
Elmalılı | Biz sizi yarattık; tasdik etmeniz gerekmez mi? |
Y. Ali | It is We Who have created you: why will ye not witness the Truth?
|
Words | | نحن - We| خلقناكم - [We] created you,| فلولا - so why (do) not| تصدقون - you admit the truth?| |
Pickthal | We created you. Will ye then admit the truth? |
Arberry | We created you; therefore why will you not believe? |
Shakir | We have created you, why do you not then assent? |
Free Minds | We have created you, if you could only believe! |
Qaribullah | We created you, why will you not believe! |
Asad | WE who have created you, [O men:] why, then, do you not accept the truth? |
Diyanet Vakfı | Sizi biz yarattık. Tasdik etmeniz gerekmez mi? |
Diyanet | Sizi yaratan Biziz; hala tasdik etmez misiniz? |
Edip Yüksel | Sizi biz yarattık, doğrulamanız gerekmez miydi? |
Suat Yıldırım | Sizi yaratan Biz'iz, hâlâ bu gerçeği ikrar ve tasdik etmeyecek misiniz? |
Yaşar Nuri Öztürk | Sizi biz yarattık, biz! Tasdik etseydiniz olmaz mıydı? |
Abdulbaki Gölpınarlı | Biz yarattık sizi, hala mı gerçeklemezsiniz? |
Ali Bulaç | Sizleri Biz yarattık, yine de tasdik etmeyecek misiniz? |
Süleyman Ateş | Biz sizi yarattık; doğrulamanız gerekmez mi? |
Önceki [56:56]< >[56:58] Sonraki |