1. [48:27] | leḳad ṣadeḳa-llâhü rasûlehü-rru'yâ bilḥaḳḳ. letedḫulünne-lmescide-lḥarâme in şâe-llâhü âminîne müḥalliḳîne ruûseküm vemüḳaṣṣirîne lâ teḫâfûn. fe`alime mâ lem ta`lemû fece`ale min dûni ẕâlike fetḥan ḳarîbâ. | لقد صدق الله رسوله الرؤيا بالحق لتدخلن المسجد الحرام إن شاء الله آمنين محلقين رءوسكم ومقصرين لا تخافون فعلم ما لم تعلموا فجعل من دون ذلك فتحا قريبا لَقَدْ صَدَقَ اللَّهُ رَسُولَهُ الرُّؤْيَا بِالْحَقِّ لَتَدْخُلُنَّ الْمَسْجِدَ الْحَرَامَ إِن شَاءَ اللَّهُ آمِنِينَ مُحَلِّقِينَ رُؤُوسَكُمْ وَمُقَصِّرِينَ لَا تَخَافُونَ فَعَلِمَ مَا لَمْ تَعْلَمُوا فَجَعَلَ مِن دُونِ ذَلِكَ فَتْحًا قَرِيبًا |
---|
Elmalılı | Andolsun ki Allah, elçisinin rüyasını doğru çıkardı. Allah dilerse siz güven içinde başlarınızı tıraş etmiş ve saçlarınızı kısaltmış olarak, korkmadan Mescidi Haram'a gireceksiniz. Allah sizin bilmediğinzi bilir. İşte bundan önce size yakın bir fetih verdi. | Y. Ali | Truly did Allah fulfil the vision for His Messenger: ye shall enter the Sacred Mosque, if Allah wills, with minds secure, heads shaved, hair cut short, and without fear. For He knew what ye knew not, and He granted, besides this, a speedy victory.
| Words | | لقد - Certainly,| صدق - Allah has fulfilled| الله - Allah has fulfilled| رسوله - His Messenger's| الرؤيا - vision| بالحق - in truth.| لتدخلن - Surely, you will enter| المسجد - Al-Masjid Al-Haraam| الحرام - Al-Masjid Al-Haraam| إن - if| شاء - Allah wills,| الله - Allah wills,| آمنين - secure,| محلقين - having shaved| رءوسكم - your heads| ومقصرين - and shortened,| لا - not| تخافون - fearing.| فعلم - But He knew| ما - what| لم - not| تعلموا - you knew,| فجعل - and He made| من - besides| دون - besides| ذلك - that| فتحا - a victory| قريبا - near.| | Pickthal | Allah hath fulfilled the vision for His messenger in very truth. Ye shall indeed enter the Inviolable Place of Worship, if Allah will, secure, (having your hair) shaven and cut, not fearing. But He knoweth that which ye know not, and hath given you a near victory beforehand. | Arberry | God has indeed fulfilled the vision He vouchsafed to His Messenger truly: 'You shall enter the Holy Mosque, if God wills, in security, your heads shaved, your hair cut short, not fearing.' He knew what you knew not, and appointed ere that a nigh victory. | Shakir | Certainly Allah had shown to His Messenger the vision with truth: you shall most certainly enter the Sacred Mosque, if Allah pleases, in security, (some) having their heads shaved and (others) having their hair cut, you shall not fear, but He knows what you do not know, so He brought about a near victory before that. | Free Minds | God has fulfilled with truth His messenger's vision: "You will enter the Restricted Temple, God willing, secure, with your heads shaven and shortened, having no fear." Thus, He knew what you did not know, and He has coupled with this a near victory. | Qaribullah | Indeed, Allah, in truth, has realized His Messenger's vision. You shall enter the Sacred Mosque in security if Allah wills, with hair shaven or cut short and without fear. He knew what you did not know, and granted you a near victory. | Asad | Indeed, God has shown the truth in His Apostle's true vision: [Shortly before the expedition which ended at Hudaybiyyah, the Prophet had a dream in which he saw himself and his followers entering Mecca as pilgrims. This dream-vision was destined to be fulfilled a year later, in 7 H., when the Muslims were able to perform their first peaceful pilgrimage to the Holy City.] most certainly shall you enter the Inviolable House of Worship, if God so wills, in full security, with your heads shaved or your hair cut short, without any fear: [Male pilgrims usually shave or (which is the meaning of the conjunctive wa in this context) cut their hair short before assuming the pilgrim's garb (ihram), for it is not permitted to do so while in the state of pilgrimage. A repetition of the same act marks the completion of the pilgrimage (cf. 2:196).] for He has [always] known that which you yourselves could not know. [Namely, the future.] And He has ordained [for you], besides this, a victory soon to come. [See the second note on verse 18 above.] | Diyanet Vakfı | Andolsun ki Allah, elçisinin rüyasını doğru çıkardı. Allah dilerse siz güven içinde başlarınızı tıraş etmiş ve kısaltmış olarak, korkmadan Mescid-i Haram'a gireceksiniz. Allah sizin bilmediğinizi bilir. İşte bundan önce size yakın bir fetih verdi. | Diyanet | And olsun ki Allah, Peygamberinin rüyasının gerçek olduğunu tasdik eder. Ey inananlar! Siz, Allah dilerse, güven içinde, başlarınızı tıraş etmiş veya saçlarınızı kısaltmış olarak, korkmadan Mescidi Haram'a gireceksiniz. Allah, sizin bilmediğinizi bilir. Size, bundan başka, yakın zamanda bir zafer verecektir. | Edip Yüksel | ALLAH elçisinin rüyasını gerçekleştirdi: "ALLAH dilerse, güvenlik içinde, başlarınızı (saçlarınızı) traş etmiş ve kısaltmış olarak Kutsal Mescide gireceksiniz. Bir korku duymayacaksınız. Sizin bilmediklerinizi bildiğinden, size bundan önce acil bir zafer hazırlamıştır." | Suat Yıldırım | Allah, Resulünün rüyasını elbette doğru çıkaracaktır. İnşaallah siz kiminiz başını tıraş ettirmiş, kiminiz saçlarını kısaltmış olarak, Mescid-i Haram'a korkmaksızın tam bir güvenlik içinde gireceksiniz. Ama Allah sizin bilemediğiniz şeyleri bildiğinden ondan önce, yakın bir zafer nasib etti. | Yaşar Nuri Öztürk | Yemin olsun ki Allah, resulüne o rüyayı hak olarak doğru çıkarmıştır. Allah dilerse, başlarınızı tıraş etmiş, saçlarınızı kısaltmış olarak güven içinde, korku duymadan Mescid-i Haram'a mutlaka gireceksiniz. Allah, sizin bilmediğinizi bildi de bundan önce size yakın bir fetih nasip etti. | Abdulbaki Gölpınarlı | Ve andolsun ki Allah, Peygamberine gerçek bir rüya göstermiştir; Allah dilerse emin olarak ve başlarınızı tıraş ettirerek, saçlarınızı kestirip kısaltarak elbette sizi Mescidi Haram'a sokacak; gerçekten de o, sizin bilmediğinizi bilmektedir, derken bundan başka da yakın bir fetih ve zafer gerçektir. | Ali Bulaç | Andolsun Allah, elçisinin gördüğü rüyanın hak olduğunu doğruladı. Eğer Allah dilerse, mutlaka siz Mescid-i Haram'a güven içinde, saçlarınızı tıraş etmiş, (kiminiz de) kısaltmış olarak (ve) korkusuzca gireceksiniz. Fakat Allah, sizin bilmediğinizi bildi, böylece bundan önce size yakın bir fetih (nasib) kıldı. | Süleyman Ateş | Andolsun, Allah, Elçisinin rüyasını doğru çıkardı. Allah dilerse, başlarınızı (kökten) traş ederek ve(ya) saçlarınızı kısaltarak, korkmadan, güven içinde Mescid-i Haram'a gireceksiniz. Allah sizin bilmediğinizi bildi, bundan önce size yakın bir fetih verdi. | Önceki [48:26]< >[48:28] Sonraki |
|