1. [47:21] | ṭâ`atüv veḳavlüm ma`rûfün. feiẕâ `azeme-l'emr. felev ṣadeḳu-llâhe lekâne ḫayral lehüm. | طاعة وقول معروف فإذا عزم الأمر فلو صدقوا الله لكان خيرا لهم طَاعَةٌ وَقَوْلٌ مَّعْرُوفٌ فَإِذَا عَزَمَ الْأَمْرُ فَلَوْ صَدَقُوا اللَّهَ لَكَانَ خَيْرًا لَّهُمْ |
---|
Elmalılı | Onların vazifesi itaat ve güzel söz söylemekti. Sonra iş kesinleşince Allah'ın emrine sadakat gösterselerdi, elbette kendileri için daha hayırlı olurdu. |
Y. Ali | Were it to obey and say what is just, and when a matter is resolved on, it were best for them if they were true to Allah.
|
Words | | طاعة - (Is) obedience| وقول - and a word| معروف - kind.| فإذا - And when| عزم - (is) determined| الأمر - the matter,| فلو - then if| صدقوا - they had been true| الله - (to) Allah,| لكان - surely, it would have been| خيرا - better| لهم - for them.| |
Pickthal | Obedience and a civil word. Then, when the matter is determined, if they are loyal to Allah it will be well for them. |
Arberry | obedience, and words honourable. Then, when the matter is resolved, if they were true to God, it would be better for them. |
Shakir | Obedience and a gentle word (was proper); but when the affair becomes settled, then if they remain true to Allah it would certainly be better for them. |
Free Minds | Obedience and to speak righteousness until the matter is decided, then if they trust God it would be better for them. |
Qaribullah | Yet obedience and honorable words (would be better for them). Then, when the matter is decided, if they were true to Allah it would be better for them. |
Asad | obedience [to God's call] and a word that could win [His] approval: [I.e., an expression of readiness to fight in His cause: which is obviously the meaning of qawl maruf in this context.] for, since the matter has been resolved [by His revelation], it would be but for their own good to remain true to God. |
Diyanet Vakfı | (Onların vazifesi) itaat ve güzel sözdür. İş ciddiye bindiği zaman Allah'a sadakat gösterselerdi, elbette kendileri için daha hayırlı olurdu. |
Diyanet | İnananlar: "Keşke bir süre indirilse de cihada çıksak" derlerdi. Fakat hükmü açık bir süre inip, orada savaş zikredilince, kalblerinde hastalık olanların, ölüm korkusuyla bayılmış kimselerin bakışları gibi, sana baktıklarını gördün. Oysa onlara itaat etmek ve uygun olanı söylemek yaraşırdı. İş ciddileşince Allah'a verdikleri yeminde doğruluk gösterselerdi, onların iyiliğine olurdu. |
Edip Yüksel | İtaat etmek ve güzel konuşmaktır. İş kararlaştırılınca ALLAH'a karşı dürüst olsalar kendileri için iyi olurdu. |
Suat Yıldırım | Onlara düşen: İtaat etmek ve tatlı söz söylemektir. İş ciddiye bindiğinde,Allah'a verdikleri sözde dursalardı, kendileri için elbette daha hayırlı olurdu. |
Yaşar Nuri Öztürk | İtaat ve güzel bir söz! İş budur. İş ciddileşince, Allah'a verdikleri söze sadık olsalardı kendileri için daha iyi olurdu. |
Abdulbaki Gölpınarlı | İtaat etmek ve güzel söz söylemek gerekti, derken işe iyice sarılınca da Allah'ın gerçek söylediğini kabul etselerdi görürlerdi ki bu, kendilerine daha da hayırlı olmaktadır. |
Ali Bulaç | İtaat ve maruf (güzel) sözdü. Fakat iş, kesinlik ve kararlılık gerektirdiği zaman, şayet Allah'a sadakat gösterselerdi, şüphesiz onlar için daha hayırlı olurdu. |
Süleyman Ateş | Onlara düşen, ita'at etmek ve güzel söz söylemektir. İş ciddiye bindiği zaman Allah'a verdikleri söze sadık kalsalardı, elbette kendileri için daha iyi olurdu. |
Önceki [47:20]< >[47:22] Sonraki |