1. [44:59] | ferteḳib innehüm mürteḳibûn. | فارتقب إنهم مرتقبون فَارْتَقِبْ إِنَّهُم مُّرْتَقِبُونَ |
---|
Elmalılı | Artık sen onların başlarına gelecekleri bekle: Çünkü onlar da bekleyip durmaktadırlar. |
Y. Ali | So wait thou and watch; for they (too) are waiting.
|
Words | | فارتقب - So watch;| إنهم - indeed, they| مرتقبون - (too are) watching.| |
Pickthal | Wait then (O Muhammad). Lo! they (too) are waiting. |
Arberry | So be on the watch; they too are on the watch. |
Shakir | Therefore wait; surely they are waiting. |
Free Minds | Therefore, keep watch; for they too will keep watch. |
Qaribullah | So be watchful, they too are watching. |
Asad | So wait thou [for what the future will bring]: behold, they, too, are waiting. [I.e., whether they know it or not, God's will shall be done.] |
Diyanet Vakfı | (Yine de inanmayanların başlarına gelecekleri) bekle; onlar da beklemektedirler. |
Diyanet | Biz, öğüt alırlar diye, Kuran'ı senin dilinde indirerek kolayca anlaşılmasını sağladık. Sen bekle, onlar da beklemektedirler. |
Edip Yüksel | Öyleyse bekle; onlar da beklemektedirler. |
Suat Yıldırım | O halde neticeyi bekle!Zaten onlar da senin başına bir felaket gelmesini can atarak beklemektedirler. [58,21; 40,51-52] |
Yaşar Nuri Öztürk | Artık, beklemeye geç! Çünkü onlar da beklemekteler. |
Abdulbaki Gölpınarlı | Artık gözetle, bekle; şüphe yok ki onlar da gözetlemedeler, beklemedeler. |
Ali Bulaç | Öyleyse sen gözleyip-bekle; elbette onlar da gözleyip-bekliyorlar. |
Süleyman Ateş | Biraz bekle, onlar da beklemektedirler (yakında başlarına neler geleceğini göreceklerdir). |
Önceki [44:58]< >[45:1] Sonraki |