1. [40:9] | veḳihimü-sseyyiât. vemen teḳi-sseyyiâti yevmeiẕin feḳad raḥimteh. veẕâlike hüve-lfevzü-l`ażîm. | وقهم السيئات ومن تق السيئات يومئذ فقد رحمته وذلك هو الفوز العظيم وَقِهِمُ السَّيِّئَاتِ وَمَن تَقِ السَّيِّئَاتِ يَوْمَئِذٍ فَقَدْ رَحِمْتَهُ وَذَلِكَ هُوَ الْفَوْزُ الْعَظِيمُ |
---|
Elmalılı | "Onları fenalıklardan koru. Sen her kimi fenalıklardan korursan, o gün muhakkak onu rahmetinle yarlığamışsındır. İşte asıl büyük kurtuluş da budur." |
Y. Ali | "And preserve them from (all) ills; and any whom Thou dost preserve from ills that Day,- on them wilt Thou have bestowed Mercy indeed: and that will be truly (for them) the highest Achievement".
|
Words | | وقهم - And protect them| السيئات - (from) the evils.| ومن - And whoever| تق - you protect| السيئات - (from) the evils| يومئذ - that Day,| فقد - then verily| رحمته - You have bestowed mercy on him.| وذلك - And that| هو - [it]| الفوز - (is) the success,| العظيم - the great."| |
Pickthal | And ward off from them ill-deeds; and he from whom Thou wardest off ill-deeds that day, him verily hast Thou taken into mercy. That is the supreme triumph. |
Arberry | And guard them against evil deeds; whomsoever Thou guardest against evil deeds on that day, on him Thou hast had mercy; and that is indeed the mighty triumph. |
Shakir | And keep them from evil deeds, and whom Thou keepest from evil deeds this day, indeed Thou hast mercy on him, and that is the mighty achievement. |
Free Minds | "And save them from the sins. And whomever You save from the sins, on that Day, You have granted him mercy. And that is the greatest triumph." |
Qaribullah | and guard them against all evil deeds. Whosoever You guarded against evil deeds on that Day, surely, You have had mercy upon them, and that is indeed the mighty triumph. ' |
Asad | and preserve them from [doing] evil deeds: for anyone whom on that Day [of Judgment] Thou wilt have preserved from [the taint of] evil deeds, him wilt Thou have graced with Thy mercy: and that, that will be the triumph supreme!" |
Diyanet Vakfı | Bir de onları, her türlü kötülüklerden koru. O gün sen kimi kötülüklerden korursan muhakkak ki onu rahmetine mazhar etmiş olursun. Bu en büyük kurtuluştur. |
Diyanet | "Onları kötülüklerden koru! O gün kötülüklerden kimi korursan, ona şüphesiz rahmet etmiş olursun. Bu büyük kurtuluştur." |
Edip Yüksel | "Onları kötülüklerden koru. O gün kimi kötülüklerden korursan onlara rahmet etmişsindir. Büyük zafer budur." |
Suat Yıldırım | Hem onları kötülüklerden, günahlardan koru. Sen kimi dünyada kötülüklerden korursan, muhakkak ki ona (ukbada) merhamet edersin.İşte asıl kurtuluş ve büyük mutluluk da budur. |
Yaşar Nuri Öztürk | "Koru onları kötülüklerden! O gün kötülüklerden koruduğuna mutlaka rahmet etmişsindir sen! İşte budur o en büyük kurtuluş ve eriş." |
Abdulbaki Gölpınarlı | Ve koru onları kötülüklerden ve kimi kötülüklerden korursan o gün, gerçekten de ona acımışsın ve budur işte o pek büyük kurtuluş, murada eriş. |
Ali Bulaç | "Ve onları kötülüklerden koru. O gün Sen, kimi kötülüklerden korumuşsan, gerçekten ona rahmet etmişsin. İşte büyük 'kurtuluş ve mutluluk' budur. |
Süleyman Ateş | Onları kötülüklerden koru. O gün Sen, kimi kötülüklerden korursan ona acımışsındır. İşte o büyük başarı budur! |
Önceki [40:8]< >[40:10] Sonraki |