Kelime

Kelime<not selected>
Kök<not selected>
Konum[:]

Lütfen mavi renkteki Arapça herhangi bir kelimeyi tıklayınız.

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ
15 farklı meali görmek için lütfen [Sure:Ayet] numarasına tıklayınız
Ayet(ler): 1 Surah :  40 - Mü'minGörüntülenen ayet : 50 | 85 - Sure No: 40
Önceki [40:49]< >[40:51] Sonraki
1.
[40:50]
ḳâlû evelem tekü te'tîküm rusülüküm bilbeyyinât. ḳâlû belâ. ḳâlû fed`û. vemâ dü`âü-lkâfirîne illâ fî ḍalâl.قالوا أولم تك تأتيكم رسلكم بالبينات قالوا بلى قالوا فادعوا وما دعاء الكافرين إلا في ضلال
قَالُوا أَوَلَمْ تَكُ تَأْتِيكُمْ رُسُلُكُم بِالْبَيِّنَاتِ قَالُوا بَلَى قَالُوا فَادْعُوا وَمَا دُعَاءُ الْكَافِرِينَ إِلَّا فِي ضَلَالٍ
Elmalılı Bekçiler de: "Size peygamberleriniz mucizelerle gelmiyorlar mıydı?" diye sorarlar. Onlar: "Evet" derler. Bekçiler: "Öyle ise kendiniz dua edin" derler. Kâfirlerin duası ise hep çıkmazdadır.
Y. AliThey will say: "Did there not come to you your messengers with Clear Signs?" They will say, "Yes". They will reply, "Then pray (as ye like)! But the prayer of those without Faith is nothing but (futile wandering) in (mazes of) error!"
 Words| قالوا - They (will) say,| أولم - "Did there not| تك - "Did there not| تأتيكم - come to you| رسلكم - your Messengers| بالبينات - with clear proofs?"| قالوا - They (will) say,| بلى - "Yes."| قالوا - They (will) say,| فادعوا - "Then call,| وما - but not| دعاء - (is the) call| الكافرين - (of) the disbelievers| إلا - except| في - in| ضلال - error."|
PickthalThey say: Came not your messengers unto you with clear proofs? They say: Yea, verily. They say: Then do ye pray, although the prayer of disbelievers is in vain.
Arberry They shall say, 'Did not your Messengers bring you the clear signs?' They shall say, 'Yes indeed.' They shall say, 'Then do you call!' But the calling of the unbelievers is only in error.
ShakirThey shall say: Did not your messengers come to you with clear arguments? They shall say: Yea. They shall say: Then call. And the call of the unbelievers is only in error.
Free MindsThey will Say: "Did not your messengers come to you with proofs?" They will reply: "Yes." They will Say: "Then call out, for the call of the rejecters is nothing but in vain."
Qaribullah But they will say: 'Did your Messengers not come to you with clear signs? ' 'Yes indeed, ' they will answer. And they will reply: 'Then you call. ' But the calling of the unbelievers is only in error.
Asad[But the keepers of hell] will ask, "Is it not [true] that your apostles came unto you with all evidence of the truth?" Those [in the fire] will reply, "Yea, indeed." [And the keepers of hell] will say, "Pray, then!" - for the prayer of those who deny the truth cannot lead to aught but delusion. [According to the classical commentators, this answer implies no more than a refusal on the part of the "keepers of hell" to intercede for the doomed sinners, telling them, as it were, "Pray yourselves, if you can." It seems to me, however, that we have here an indirect allusion to the sinners' erstwhile, blasphemous devotion to false objects of worship and false values - the meaning being, "Pray now to those imaginary powers to which you were wont to ascribe a share in God's divinity, and see whether they can help you!" This interpretation finds support in the next sentence, which speaks of the delusion (dalal) inherent in the prayers of "those who deny the truth", i.e., during their life on earth - for, obviously, on the Day of Judgment all such delusions will have disappeared.]
Diyanet Vakfı(Bekçiler:) Size peygamberleriniz açık açık deliller getirmediler mi? derler. Onlar da: Getirdiler, cevabını verirler. (Bekçiler ise): O halde kendiniz yalvarın, derler. Halbuki kafirlerin yalvarması boşunadır.
DiyanetBekçiler: "Size, belgelerle peygamberleriniz gelmiş miydi?" derler. Onlar da: "Evet, gelmişti" derler. Bekçiler: "O halde kendiniz yalvarın" derler. İnkarcıların yalvarışı şüphesiz boşunadır.
Edip YükselOnlar da derler ki, "Elçileriniz size apaçık delillerle gelmemiş miydi?" "Evet" derler. Bunun üzerine onlar, "Öyleyse kendiniz yalvarın. Ne var ki inkarcıların yalvarması sonuç vermez."
Suat YıldırımOnlar: “Peygamberleriniz size açık açık delillerle gelmediler mi?” deyince: “Evet!” diye cevap verirler.Bu defa onlar: “O halde siz kendiniz yalvaracaksanız yalvarın (biz sizin durumunuzdaki kimseler için dua etmeyiz.)” derler.Kâfirlerin duaları ise neticesiz kalır.
Yaşar Nuri ÖztürkBekçiler derler ki: "Resulleriniz size açık-seçik mesajlar getirmezler miydi?" Derler ki: "Elbette getirirlerdi!" Bekçiler: "O halde yalvarın durun; inkârcıların yakarışları çıkmazda kalıp gitmiştir." diye cevap verirler.
Abdulbaki GölpınarlıOnlar da, peygamberleriniz, apaçık delillerle gelmedi miydi size diyecekler; onlar, evet diyecekler, bekçiler, öyleyse diyecekler, siz yalvarın ve kafirlerin duasıysa ancak boşa gider.
Ali Bulaç(Bekçiler:) "Size kendi Resulleriniz açık belgelerle gelmez miydi?" dediler. Onlar: "Evet" dediler. (Bekçiler:) "Şu halde siz dua edin" dediler. Oysa kafirlerin duası, çıkmazda olmaktan başkası değildir.
Süleyman Ateş(Bekçiler) Dediler: "Elçileriniz size açık kanıtlar getirmezler miydi?" "Evet (getirirlerdi) dediler. (Bekçiler:) "Öyle ise yalvar(ıp dur)un. Nankörlerin yalvarması hep çıkmazdadır." dediler.
Önceki [40:49]< >[40:51] Sonraki
Burada sunulan verilerin tamamı kontrol edilmemiştir. Lütfen orijinal kaynaklardan doğruluğunu kontrol ediniz. Türkçe Tercümeler, tanzil.net internet sitesinden temin edilmiştir. Çalışmamızda kullanılan veritabanı, openburhan.net projesinin veritabanının yeniden düzenlenmiş halidir. Kur'an-ı Kerim sayfasına dönüş için tıklayınız. Urduca-İngilizce OpenBurhan versiyonu için tıklayınız. Çalışmamızda kullanılan verilerin ve dosyaların telif hakları sahiplerine aittir.
OpenBurhanTR 2.0.17