1. [4:67] | veiẕel leâteynâhüm mil ledünnâ ecran `ażîmâ. | وإذا لآتيناهم من لدنا أجرا عظيما وَإِذاً لَّآتَيْنَاهُم مِّن لَّدُنَّـا أَجْراً عَظِيمًا |
---|
Elmalılı | Ve o zaman elbette kendilerine katımızdan büyük mükafat verirdik. |
Y. Ali | And We should then have given them from our presence a great reward;
|
Words | | وإذا - And then| لآتيناهم - We would (have) given them| من - from| لدنا - Ourselves| أجرا - a reward,| عظيما - great.| |
Pickthal | And then We should bestow upon them from Our presence an immense reward, |
Arberry | and then We surely would have given them from Us a mighty wage, |
Shakir | And then We would certainly have given them from Ourselves a great reward. |
Free Minds | Then We would have given them from Us a great reward. |
Qaribullah | and then We would surely have given them from Our Own, a great wage, |
Asad | whereupon We should indeed grant them, out of Our grace, a mighty reward, |
Diyanet Vakfı | O zaman elbette kendilerine nezdimizden büyük mükafat verirdik. |
Diyanet | O zaman onlara kendi katımızdan büyük bir ecir verir ve onları doğru yola eriştirirdik. |
Edip Yüksel | Kendilerine katımızdan büyük bir ödül verirdik. |
Suat Yıldırım | Ve o takdirde Biz de onlara tarafımızdan pek büyük mükâfat verirdik. |
Yaşar Nuri Öztürk | O takdirde kendilerine katımızdan büyük bir ödül elbette verirdik. |
Abdulbaki Gölpınarlı | Biz de o vakit, onları, katımızdan büyük bir mükafatla mükafatlandırırdık. |
Ali Bulaç | Biz de onlara, o zaman yanımızdan büyük bir ecir verirdik. |
Süleyman Ateş | O zaman kendilerine katımızdan büyük mükafat verirdik. |
Önceki [4:66]< >[4:68] Sonraki |