1. [4:101] | veiẕâ ḍarabtüm fi-l'arḍi feleyse `aleyküm cünâḥun en taḳṣurû mine-ṣṣalâh. in ḫiftüm ey yeftinekümü-lleẕîne keferû. inne-lkâfirîne kânû leküm `adüvvem mübînâ. | وإذا ضربتم في الأرض فليس عليكم جناح أن تقصروا من الصلاة إن خفتم أن يفتنكم الذين كفروا إن الكافرين كانوا لكم عدوا مبينا وَإِذَا ضَرَبْتُمْ فِي الْأَرْضِ فَلَيْسَ عَلَيْكُمْ جُنَاحٌ أَن تَقْصُرُواْ مِنَ الصَّلاَةِ إِنْ خِفْتُمْ أَن يَفْتِنَكُمُ الَّذِينَ كَفَرُواْ إِنَّ الْكَافِرِينَ كَانُواْ لَكُمْ عَدُوًّا مُّبِينًا |
---|
Elmalılı | Yeryüzünde sefere çıktığınızda kâfirlerin size bir kötülük yapacağından korkarsanız namazı kısaltmanızda size bir vebal yoktur. Kuşkusuz kâfirler sizin apaçık düşmanınızdır. |
Y. Ali | When ye travel through the earth, there is no blame on you if ye shorten your prayers, for fear the Unbelievers May attack you: For the Unbelievers are unto you open enemies.
|
Words | | وإذا - And when| ضربتم - you travel| في - in| الأرض - the earth| فليس - then not| عليكم - upon you| جناح - (is) any blame| أن - that| تقصروا - you shorten| من - [of]| الصلاة - the prayer| إن - if| خفتم - you fear| أن - that| يفتنكم - (may) harm you| الذين - those who| كفروا - disbelieved.| إن - Indeed,| الكافرين - the disbelievers| كانوا - are| لكم - for you| عدوا - an enemy| مبينا - open.| |
Pickthal | And when ye go forth in the land, it is no sin for you to curtail (your) worship if ye fear that those who disbelieve may attack you. In truth the disbelievers are an open enemy to you. |
Arberry | And when you are journeying in the land there is no fault in you that you shorten the prayer, if you fear the unbelievers may afflict you; the unbelievers are for you a manifest foe. |
Shakir | And when you journey in the earth, there is no blame on you if you shorten the prayer, if you fear that those who disbelieve will cause you distress, surely the unbelievers are your open enemy. |
Free Minds | And if you are on the offensive in the land, then there is no harm that you shorten the contact-method, if you fear that the disbelievers will try you. The disbelievers are to you a clear enemy. |
Qaribullah | And when you are journeying in the land, there is no fault in you that you shorten the prayer if you fear that those who disbelieve will afflict you. Indeed, the unbelievers are a clear enemy for you. |
Asad | AND WHEN you go forth [to war] on earth, you will incur no sin by shortening your prayers if you have reason to fear that those who are bent on denying the truth might suddenly fall upon you: for, verily, those who deny the truth are your open foes. |
Diyanet Vakfı | Yeryüzünde sefere çıktığınız zaman kafirlerin size kötülük etmelerinden endişe ederseniz, namazı kısaltmanızda size bir günah yoktur. Şüphesiz kafirler, sizin apaçık düşmanınızdır. |
Diyanet | Yolculuk ettiğinizde, kafirlerin size bir fenalık yapmasından korkarsanız, namazı kısaltmanızda size bir sorumluluk yoktur. Zira kafirler, size apaçık düşmandırlar. |
Edip Yüksel | Yeryüzünde savaş için yolculuğa çıktığınız zaman inkarcıların size saldırmasından korkuyorsanız namazı kısaltmanızda bir sakınca yok. Kuşkusuz inkarcılar sizin açık düşmanınızdır |
Suat Yıldırım | Sefer esnasında kâfirlerin size bir fenalık yapmalarından endişe ederseniz namazı kısaltmanızda size bir günah yoktur. Gerçekten kâfirler sizin besbelli olan düşmanlarınızdır. [73,20] |
Yaşar Nuri Öztürk | Yeryüzünde dolaştığınız zaman, küfre sapanların size tedirginlik vermesinden korkarsanız, namazı? duayı kısaltmanızda sizin için bir sakınca yoktur. Şu bir gerçek ki, inkârcı nanakörler sizin için açık bir düşmandırlar. |
Abdulbaki Gölpınarlı | Yeryüzünde sefere çıktığınız zaman kafirlerin, size bir zarar vereceğinden ürkerseniz namazı kısaltmada bir vebal yok size ve kafirler, zaten size apaçık düşmandır. |
Ali Bulaç | Yeryüzünde adım attığınızda (yolculuğa ya da savaşa çıktığınızda), kafirlerin size bir kötülük yapmalarından korkarsanız, namazı kısaltmanızda sizin için bir sakınca yoktur. Şüphesiz kafirler, sizin apaçık düşmanlarınızdır. |
Süleyman Ateş | Yeryüzünde sefere çıktığınız zaman inkar edenlerin size bir kötülük yapmalarından korkarsanız, namazı kısaltmanızdan ötürü size bir günah yoktur. Muhakkak ki kafirler, sizin açık düşmanınızdır. |
Önceki [4:100]< >[4:102] Sonraki |