1. [30:51] | velein erselnâ rîḥan feraevhü muṣferral leżallû mim ba`dihî yekfürûn. | ولئن أرسلنا ريحا فرأوه مصفرا لظلوا من بعده يكفرون وَلَئِنْ أَرْسَلْنَا رِيحًا فَرَأَوْهُ مُصْفَرًّا لَّظَلُّوا مِن بَعْدِهِ يَكْفُرُونَ |
---|
Elmalılı | Andolsun ki biz, bir rüzgâr göndersek de onu (rahmetin eseri olan ekini) sararmış görseler, mutlaka onun arkasından nankörlüğe başlarlar. | Y. Ali | And if We (but) send a Wind from which they see (their tilth) turn yellow,- behold, they become, thereafter, Ungrateful (Unbelievers)!
| Words | | ولئن - But if| أرسلنا - We sent| ريحا - a wind| فرأوه - and they see it| مصفرا - turn yellow,| لظلوا - certainly they continue| من - after it| بعده - after it| يكفرون - (in) disbelief.| | Pickthal | And if We sent a wind and they beheld it yellow, they verily would still continue in their disbelief. | Arberry | But if We loose a wind, and they see it growing yellow, they remain after that unbelievers. | Shakir | And if We send a wind and they see it to be yellow, they would after that certainly continue to disbelieve | Free Minds | And if We chose to send a wind and they see it turn yellow, then they will continue to be rejecters after it. | Qaribullah | Yet if We sent a wind so they see it yellow, indeed after that they would still be unbelievers. | Asad | But thus it is: if [The particle la in (lit., "indeed, if ...") is often used in the Quran to express the recurrent, typical character of the attitude or situation referred to in the sequence; in all such cases it may be suitably rendered as "thus it is: if ...", etc.] We send a wind [that scorches their land], and they see it turn yellow, they begin, after that [erstwhile joy], to deny the truth [of Our almightiness and grace]! [For a full explanation of this verse, see 11:9 and the corresponding notes.] | Diyanet Vakfı | Andolsun ki, bir rüzgar göndersek de onu (ekini) sararmış görseler, ardından muhakkak nankörlüğe başlarlar. | Diyanet | Bir rüzgar göndersek de yeşilliklerin sarardığını görseler hemen nankörlüğe başlarlar. | Edip Yüksel | Ancak, O bir fırtına gönderir de onlar (ekinlerin kuruyup) sarardığını görseler hemen inkar ve nankörlük etmeye başlarlar. | Suat Yıldırım | Eğer Biz onlara sıcak, kavurucu bir rüzgâr göndersek, onlar da o yeşillikleri sararmış, kavrulmuş görseler, ondan sonra nankörlük etmeye koyulurlar. [56,63-67] | Yaşar Nuri Öztürk | Yemin olsun, bir rüzgâr göndersek de o yeri sararmış görseler, arkasından hiç şaşmadan nankörlük etmeye başlarlar. | Abdulbaki Gölpınarlı | Ve andolsun ki bir rüzgar yolladık da nebatları sararmış gördüler mi ardından hemen nankörlüğe başlarlar. | Ali Bulaç | Andolsun, Biz bir rüzgar göndersek de onu(n ekinini) sararmış görseler, mutlaka ardından nankörlük ederler. | Süleyman Ateş | Andolsun bir rüzgar, göndersek de o(eki)ni sararmış görseler, ondan sonra nankörlük etmeğe başlarlar. | Önceki [30:50]< >[30:52] Sonraki |
|