1. [29:32] | ḳâle inne fîhâ lûṭâ. ḳâlû naḥnü a`lemü bimen fîhâ. lenünecciyennehû veehlehû ille-mraeteh. kânet mine-lgâbirîn. | قال إن فيها لوطا قالوا نحن أعلم بمن فيها لننجينه وأهله إلا امرأته كانت من الغابرين قَالَ إِنَّ فِيهَا لُوطًا قَالُوا نَحْنُ أَعْلَمُ بِمَن فِيهَا لَنُنَجِّيَنَّهُ وَأَهْلَهُ إِلَّا امْرَأَتَهُ كَانَتْ مِنَ الْغَابِرِينَ |
---|
Elmalılı | (İbrahim) dedi ki: "Ama orada Lut var!" Şöyle cevap verdiler: "Biz orada kimlerin bulunduğunu çok iyi biliyoruz. Onu ve ailesini elbette kurtaracağız. Yalnız karısı müstesna; o geride (azabda) kalacaklar arasındadır. " |
Y. Ali | He said: "But there is Lut there." They said: "Well do we know who is there : we will certainly save him and his following,- except his wife: she is of those who lag behind!"
|
Words | | قال - He said,| إن - "Indeed,| فيها - in it| لوطا - (is) Lut."| قالوا - They said,| نحن - "We| أعلم - know better| بمن - who| فيها - (is) in it.| لننجينه - We will surely save him| وأهله - and his family,| إلا - except| امرأته - his wife.| كانت - She| من - (is) of| الغابرين - those who remain behind."| |
Pickthal | He said: Lo! Lot is there. They said: We are best aware of who is there. We are to deliver him and his household, all save his wife, who is of those who stay behind. |
Arberry | He said, 'Lot is in it.' They said, 'We know very well who is in it; assuredly We shall deliver him and his family, except his wife; she has become of those that tarry.' |
Shakir | He said: Surely in it is Lut. They said: We know well who is in it; we shall certainly deliver him and his followers, except his wife; she shall be of those who remain behind. |
Free Minds | He said: "But Lot is in it!" They said: "We are fully aware of who is in it. We will save him and his family, except his wife; she is of those doomed." |
Qaribullah | He said: 'Lot is in it. ' They replied: 'We know who are in it, we shall save him and his family, except his wife, she has become of those that shall remain behind. ' |
Asad | [And when Abraham] exclaimed, "But Lot lives there!" - they answered: We know fully well who is there; most certainly we shall save him and his household - all but his wife: she will indeed be among those that stay behind." [See notes on 7:83 and 11:81. In the present instance, as well as in the next verse, the past-tense auxiliary verb kanat is meant to stress the inevitability of the future event referred to; hence, "she will indeed be...", etc.] |
Diyanet Vakfı | (İbrahim) dedi ki: Ama orada Lut var! Şöyle cevap verdiler: Biz orada kimlerin bulunduğunu çok iyi biliyoruz. Onu ve ailesini elbette kurtaracağız. Yalnız karısı müstesna; o, (azapta) kalacaklar arasındadır. |
Diyanet | İbrahim: "Ama Lut oradadır" dedi, elçiler: "Biz orada olanları daha iyi biliriz; onu ve geride kalanlardan olacak karısı dışında ailesini kurtaracağız" dediler. |
Edip Yüksel | Dedi ki, "Ama orada Lut var." Onlar da, "Orada kimlerin bulunduğunu iyi biliyoruz. Onu ve ailesini kurtaracağız, fakat karısı hariç; o geride kalacaklardandır,"dediler. |
Suat Yıldırım | İbrâhim: “Ama Lût da orada!” deyince onlar şöyle cevap verdiler: “Orada bulunanları biz pek iyi biliyoruz.Onu ve yakınlarını kurtaracağız,yalnız eşi geride kalıp helâk edilenler arasında olacak.” |
Yaşar Nuri Öztürk | İbrahim dedi: "Ama orada Lût var." Dediler: "Orada kim olduğunu biz daha iyi biliyoruz. Elbette ki onu ve ailesini kurtaracağız. Karısı hariç. O, geride kalanlardan olacak." |
Abdulbaki Gölpınarlı | İbrahim, orada Lut da var demişti de onlar, biz daha iyi biliriz demişlerdi, orada kim var; onu ve ailesini kurtaracağız, ancak karısı kurtulmayacak, o, şüphe yok ki orada kalanlardan olacak. |
Ali Bulaç | Dedi ki: "Onun içinde Lut da vardır." Dediler ki: "Onun içinde kimin olduğunu Biz daha iyi biliriz. Kendi karısı dışında, onu ve ailesini muhakkak kurtaracağız. O (karısı) arkada kalacak olanlardandır." |
Süleyman Ateş | (İbrahim) dedi: "Ama orada Lut var?" dediler: "Biz orada kimin bulunduğunu daha iyi biliriz. Onu ve ailesini kurtaracağız. Yalnız karısı (azabda) kalacaklardandır." |
Önceki [29:31]< >[29:33] Sonraki |