1. [28:5] | venürîdü en nemünne `ale-lleẕîne-stuḍ`ifû fi-l'arḍi venec`alehüm eimmetev venec`alehümü-lvâriŝîn. | ونريد أن نمن على الذين استضعفوا في الأرض ونجعلهم أئمة ونجعلهم الوارثين وَنُرِيدُ أَن نَّمُنَّ عَلَى الَّذِينَ اسْتُضْعِفُوا فِي الْأَرْضِ وَنَجْعَلَهُمْ أَئِمَّةً وَنَجْعَلَهُمُ الْوَارِثِينَ |
---|
Elmalılı | Biz ise istiyorduk ki, o yerde güçsüz düşürülenlere lütufta bulunalım, onları önderler yapalım, onlara (ötekilerin) yerini aldıralım. | Y. Ali | And We wished to be Gracious to those who were being depressed in the land, to make them leaders (in Faith) and make them heirs,
| Words | | ونريد - And We wanted| أن - to| نمن - bestow a favor| على - upon| الذين - those who| استضعفوا - were oppressed| في - in| الأرض - the land| ونجعلهم - and make them| أئمة - leaders| ونجعلهم - and make them| الوارثين - the inheritors,| | Pickthal | And We desired to show favour unto those who were oppressed in the earth, and to make them examples and to make them the inheritors, | Arberry | Yet We desired to be gracious to those that were abased in the land, and to make them leaders, and to make them the inheritors, | Shakir | And We desired to bestow a favor upon those who were deemed weak in the land, and to make them the Imams, and to make them the heirs, | Free Minds | And We wanted to help those who were oppressed in the land, and to make them role models, and to make them the inheritors. | Qaribullah | But We wanted to be gracious to those abased in the land, and to make them leaders and inheritors, | Asad | But it was Our will to bestow Our favour upon those [very people] who were deemed [so] utterly low in the land, and to make them forerunners in faith. [Lit., "leaders" or "exemplars" (a immah, sing. imam) - an allusion to the historical fact that the Hebrews were the first to accept a monotheistic creed in a clear, unequivocal formulation, and thus became the forerunners of both Christianity and Islam.] and to make them heirs [to Pharaoh's glory], | Diyanet Vakfı | Biz ise, o yerde güçsüz düşürülenlere lütufta bulunmak, onları önderler yapmak ve onları (mukaddes topraklara) varis kılmak istiyorduk. | Diyanet | Biz, memlekette güçsüz sayılanlara iyilikte bulunmak, onları önderler kılmak, onları varis yapmak, memlekete yerleştirmek; Firavun, Haman ve her ikisinin askerlerine, çekinmekte oldukları şeyleri göstermek istiyorduk. | Edip Yüksel | Yeryüzünde güçsüzleştirilip ezilenlere lütfederek diledik ki onları önderler ve varisler yapalım. | Suat Yıldırım | Biz ise o ülkedeki güçsüzlere ihsanda bulunmak, onları dünyada örnek şahsiyetler yapmak ve ülkeye onları vâris kılmak, onlara dünya hâkimiyeti vermek; Firavun'u, Haman’ı ve onların ordularını ise korktuklarına uğratmak istiyorduk. [7,137; 26,59; 29,39; 40,24] | Yaşar Nuri Öztürk | Ve biz istiyoruz ki, yeryüzünde ezilip horlananlara bağışta bulunalım, onları önderler yapalım, onları mirasçılar haline getirelim. | Abdulbaki Gölpınarlı | Ve bizse yeryüzünde zayıf bir hale getirilmesi istenenlere lutfetmeyi ve onları, halka rehber kılmayı ve yeryüzüne, onları miras bırakmayı dilemedeydik. | Ali Bulaç | Biz ise, yeryüzünde güçten düşürülenlere lütufta bulunmak, onları önderler yapmak ve mirasçılar kılmak istiyoruz. | Süleyman Ateş | Biz de istiyorduk ki o yerde ezilenlere lutfedelim, onları önderler yapalım, onları (ötekilerin mülküne) mirasçı kılalım. | Önceki [28:4]< >[28:6] Sonraki |
|