1. [26:97] | tellâhi in künnâ lefî ḍalâlim mübîn. | تالله إن كنا لفي ضلال مبين تَاللَّهِ إِن كُنَّا لَفِي ضَلَالٍ مُّبِينٍ |
---|
Elmalılı | "Vallahi biz, gerçekten apaçık bir sapıklık içindeymişiz." |
Y. Ali | "'By Allah, we were truly in an error manifest,
|
Words | | تالله - "By Allah,| إن - indeed,| كنا - we were| لفي - surely in| ضلال - error| مبين - clear| |
Pickthal | By Allah, of a truth we were in error manifest |
Arberry | 'By God, we were certainly in manifest error |
Shakir | By Allah! we were certainly in manifest error, |
Free Minds | "By God, we were clearly misguided." |
Qaribullah | 'By Allah, we were certainly in clear error, |
Asad | "By God, we were most obviously astray |
Diyanet Vakfı | Vallahi, biz gerçekten apaçık bir sapıklık içindeymişiz. |
Diyanet | Orada putlarıyla çekişerek: "Vallahi biz apaçık bir sapıklıkta idik; çünkü biz sizi Alemlerin Rabbine eşit tutmuştuk; bizi saptıranlar ancak suçlulardır; şimdi şefaatçimiz, yakın bir dostumuz yoktur; keşke geriye bir dönüşümüz olsa da inananlardan olsak" derler. |
Edip Yüksel | "ALLAH'a andolsun, biz gerçekten çok açık bir sapıklık içinde imişiz." |
Suat Yıldırım | Orada putlarıyla çekişirken şöyle derler “Vallahi de, tallahi de biz besbelli bir sapıklık içinde imişiz!”“Çünkü biz sizi Rabbülâlemin ile bir tutuyorduk. Ama bizi saptıranlar da, o mücrimler oldu.“Şimdi artık ne şefaatçimiz var bizim, ne candan bir dostumuz!” “Ah! Ne olurdu, imkân olsa da dünyaya bir dönsek ve müminlerden olsaydık!” [36,56; 40,47; 7,53; 38,64] |
Yaşar Nuri Öztürk | "Vallahi, biz açık bir sapıklığın ta içindeymişiz." |
Abdulbaki Gölpınarlı | Allah hakkı için gerçekten de biz, apaçık bir sapıklık içindeydik. |
Ali Bulaç | "Andolsun Allah'a, biz gerçekten apaçık bir sapıklık içindeymişiz," |
Süleyman Ateş | Vallahi biz apaçık bir sapıklık içinde imişiz! |
Önceki [26:96]< >[26:98] Sonraki |