1. [26:84] | vec`al lî lisâne ṣidḳin fi-l'âḫirîn. | واجعل لي لسان صدق في الآخرين وَاجْعَل لِّي لِسَانَ صِدْقٍ فِي الْآخِرِينَ |
---|
Elmalılı | "Sonra gelecekler içinde beni doğrulukla anılanlardan eyle!" |
Y. Ali | "Grant me honourable mention on the tongue of truth among the latest (generations);
|
Words | | واجعل - And grant| لي - [for] me| لسان - a mention| صدق - (of) honor| في - among| الآخرين - the later (generations).| |
Pickthal | And give unto me a good report in later generations. |
Arberry | and appoint me a tongue of truthfulness among the others. |
Shakir | And ordain for me a goodly mention among posterity |
Free Minds | "And give me a tongue that is true for those who will follow." |
Qaribullah | And appoint me a tongue of truthfulness among the latter. |
Asad | and grant me the power to convey the truth unto those who will come after me, [Lit., "grant me a language of truth among the others" or "the later ones". For alternative interpretations of this phrase, see note on 19:50.] |
Diyanet Vakfı | Bana, sonra gelecekler içinde, iyilikle anılmak nasip eyle! |
Diyanet | Sonrakilerin beni güzel şekilde anmalarını sağla. Beni nimet cennetine varis olanlardan kıl. Babamı da bağışla, o şüphesiz sapıklardandır. İnsanların diriltileceği gün, Allah'a temiz bir kalble gelenden başka kimseye malın ve oğulların fayda vermeyeceği gün, beni rezil etme" demişti. |
Edip Yüksel | "Beni, sonraki nesiller için iyi bir örnek kıl." |
Suat Yıldırım | Gelecek nesiller içinde iyi nam bırakmayı, hayırla anılmayı nasib eyle bana. [37,108; 2,129] |
Yaşar Nuri Öztürk | "Sonradan gelecekler arasında benimle ilgili doğru/isabetli bir dil oluştur." |
Abdulbaki Gölpınarlı | Sonra gelenler arasında da güzel bir adsan ver bana, doğrulukla andır beni. |
Ali Bulaç | "Sonra gelecekler arasında bana bir doğruluk dili (lisan-ı sıdk) ver." |
Süleyman Ateş | Sonra gelenler arasında bana, bir doğruluk dili nasib eyle (sonraki nesiller arasında hayır ile anılmamı sağla)! |
Önceki [26:83]< >[26:85] Sonraki |