1. [26:226] | veennehüm yeḳûlûne mâ lâ yef`alûn. | وأنهم يقولون ما لا يفعلون وَأَنَّهُمْ يَقُولُونَ مَا لَا يَفْعَلُونَ |
---|
Elmalılı | Onların her vadide şaşkın şaşkın dolaştıklarını ve gerçekte yapmadıkları şeyleri söylediklerini görmedin mi? |
Y. Ali | And that they say what they practise not?-
|
Words | | وأنهم - And that they| يقولون - say| ما - what| لا - not| يفعلون - they do?| |
Pickthal | And how they say that which they do not? |
Arberry | and how they say that which they do not? |
Shakir | And that they say that which they do not do, |
Free Minds | And that what they say, is not what they do! |
Qaribullah | and they say what they do not do? |
Asad | and that they [so often] say what they do not do [or feel]? |
Diyanet Vakfı | Ve onlar yapamayacakları şeyleri söylerler. |
Diyanet | Onların her vadide şaşkın şaşkın dolaştıklarını ve yapmadıklarını yaptık dediklerini görmez misin? |
Edip Yüksel | Ve onlar yapmadıkları şeyleri söylerler. |
Suat Yıldırım | Görmez misin onlar her vâdide sözcüklerin, hayallerin peşinde dolaşır ve yapmayacakları şeyleri söylerler. [36,69; 69,41] |
Yaşar Nuri Öztürk | Ve onlar, yapmayacakları şeyleri söyleyip dururlar. |
Abdulbaki Gölpınarlı | Ve hiç şüphe yok ki onlar, yapmadıkları şeyleri söylerler. |
Ali Bulaç | Ve gerçekten onlar, yapmayacakları şeyleri söylüyorlar. |
Süleyman Ateş | Ve onlar yapmayacakları şeyleri söylerler. |
Önceki [26:225]< >[26:227] Sonraki |