1. [15:87] | veleḳad âteynâke seb`am mine-lmeŝânî velḳur'âne-l`ażîm. | ولقد آتيناك سبعا من المثاني والقرآن العظيم وَلَقَدْ آتَيْنَاكَ سَبْعًا مِّنَ الْمَثَانِي وَالْقُرْآنَ الْعَظِيمَ |
---|
Elmalılı | Andolsun ki, biz sana tekrarlanan yedi âyeti (Fatihayı) ve yüce Kur'ân'ı verdik. |
Y. Ali | And We have bestowed upon thee the Seven Oft-repeated (verses) and the Grand Qur'an.
|
Words | | ولقد - And certainly,| آتيناك - We have given you| سبعا - seven| من - of| المثاني - the oft-repeated| والقرآن - and the Quran| العظيم - Great.| |
Pickthal | We have given thee seven of the oft-repeated (verses) and the great Qur'an. |
Arberry | We have given thee seven of the oft-repeated, and the mighty Koran. |
Shakir | And certainly We have given you seven of the oft-repeated (verses) and the grand Quran. |
Free Minds | And We have given you seven of the pairs and the great Quran. |
Qaribullah | We have given you the seven dual (verses, Al Fatihah) and the Mighty Holy Reading (Koran). |
Asad | AND, INDEED, We have bestowed upon thee seven of the oft-repeated [verses], and [have, thus, laid open before thee] this sublime Qur'an: |
Diyanet Vakfı | Andolsun ki, biz sana tekrarlanan yedi ayeti ve yüce Kur'an'ı verdik. |
Diyanet | And olsun ki, sana daima tekrarlanan yedi ayetli Fatiha'yı ve Kuran-ı Azim'i verdik. |
Edip Yüksel | Biz sana yedi çifti ve büyük Kuran'ı verdik. |
Suat Yıldırım | Şu kesin ki biz sana Seb-i mesânî ile şu yüce Kur'ân’ı verdik. |
Yaşar Nuri Öztürk | Yemin olsun ki, biz sana ikişerlerden/ikililerden/iç içe kıvrımlar halindeki çift mânalılardan yedi taneyi ve şu büyük Kur'an'ı verdik. |
Abdulbaki Gölpınarlı | Andolsun ki biz sana, tekrarlanan yedi ayeti ve pek büyük olan Kur'an'ı verdik. |
Ali Bulaç | Andolsun, sana çiftlerden yediyi ve büyük Kur'an'ı verdik. |
Süleyman Ateş | Andolsun sana ikililerden yedi ve bu büyük Kur'an'ı verdik. |
Önceki [15:86]< >[15:88] Sonraki |